Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Prof. Dr. Demir Özbaşar, yaşamını ve hekimliğini esprilerle güzelleştiren bir sınıf arkadaşımdır. Yaratıcı zekasını, yazma yeteneğiyle birleştirince “Anı- Biyografi” türünde iki kitapla karşımıza çıktı. Çok kolay ve keyifle okunan kitaplarında hem kendi yaşamını, hem de cerrah olmanın felsefesini aktarıyor okuyanlara.
İlk kitabı;“Cerrah Olmak” idi. İleri Yayınları’nda çıkan son kitabı ise: “Cerrah Olmanın Gizemleri”
Kitabın arka sayfa yazısını yazan Yavuz Selim Demirağ şöyle diyor;
“Tıp fakültelerinin dekanlarına ve öğretim üyelerine sesleniyorum: Demir Özbaşar’ın kitapları tıp öğrencilerinin ders kitabı olmalıdır… Sadece tıbbiyeliler değil tüm idealist öğrenciler de okumalı, zira hayatın içinde ne varsa kitaplarında da o var!”
Yavuz Selim Demirağ haklı. Bu iki kitabı büyük keyifle okuduktan sonra ben de; “Keşke bu kitabı herkes okuyabilse!” diye düşündüm.
BİRAZ MEGALOMANDIR AMA…
Benim sevgili arkadaşım Demir, her zaman cerrah olmanın gururunu taşır. Kimi zaman aşırıya kaçarak megalomanisini gösterse de adamda şeytan tüyü vardır. Hiçbir şeyden alınmaz, hatta öyle ki, kendisine sınıftaki lakabıyla “beygir” denmediği zaman rahatsız olur, dedirtmeye çalışır!
Aslında bütün cerrahlarda kendini beğenmişlik vardır bir ölçüde. Bu nedenledir ki, onlar için çok sayıda özlü söz üretilmiştir;
“Cerrahların en çok korktuğu iki şey Tanrı ve Peritonittir!” (Henri Modor)
“Anestezideki gelişmeler, geri zekalıların bile cerrah olabilmesine olanak sağladı” (William S. Halsted)
“Ameliyat sırasında hastada kanama olur da durdurulamazsa cerrah sırasıyla kendine şöyle söylenir; 1- Neden bu ameliyata katıldım? 2. Neden cerrah oldum? 3- Neden doktor oldum? 4- Neden doğdum?” (Alexander Artemiev)
“Başarılı cerraha, dünyanın en iyi üç cerrahının kimler olduğu sorulduğunda, diğer ikisine cevap vermekte zorlanır!” (Denton Cooley)
Şimdi de kadın doğum uzmanı olan Demir Hocadan bir anı: Muayenehaneye eşi yanında olmadan gelen adama, eşinin neden gelmediğini sorunca;
“Hanımı getirmedim Hocam, sadece danışmaya geldim!” demiş,
“Burası avukatlık bürosu değil… De bakalım ne danışacaksın?”
“Hocam tüp bebek caiz midir?”
Adam beni cami hocasıyla karıştırmış, anlaşılan.
“Aslanım, sen Müslüman mısın,” diye sordum.
“Elhamdülillah Hocam!”
“O zaman bilmen gerekir ki, Kuranı Kerim’de, tüp bebeğin caiz olmadığıyla ilgili bir ayet yok!”