Affet bizi Atam...
Tüm çabalarımıza karşın bizlere emanet ettiğin Cumhuriyet’in, ilkelerinin, devrimlerinin yıpranmasına, zedelenmesine, örselenmesine engel olamadık. İktidara sahip olanlar kararlı bir biçimde Cumhuriyet’i yıpratmak, ilkelerini özellikle de laiklik ilkesini ortadan kaldırmak için yıllar içinde yoğun bir çaba içerisine girdiler.
Aziz Atam ne güzel işaret etmiştin;
''Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz.'' demiştin. Olmadı ama, bu meczuplar iktidarın da desteği ile çok yol aldılar Paşam. Cemaatlerin tarikatların bakanlıkları parsellediği iddiaları hiç bitmedi. Daha birkaç yıl evvel bu iktidarla kol-kola yürüyen bir cemaat darbe yapma girişiminde bulundu bu ülkede. Hiç sıkılmadan bu cemaate 'Ne istedilerse verdik.' itirafında bulundu bizi yönetenler. Cemaatlerle birlikte olup ordumuza, aydınlarımıza, akademisyenlerimize, dürüst basın çalışanlarına kumpaslar kurup onları zindanlarda çürüttüler. İftiralarla, sahte delillerle devletin mahrem odası "Kozmik Oda"ya girdiler.
Gün geçmiyor ki bir tarikat yurdundan tecavüz haberi gelmesin. Küçücük yavruları taciz ediyorlar, tecavüz ediyorlar. "Bir defadan bir şey olmaz" diyen bakanları gördük bu ülkede Atam. Sekiz yaşındaki çocukların evlendirildiğine tanık olduk. Şu sözlerini hiç unutmuyoruz Aziz Atatürk:
"Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz. Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir."
Kadınlara verdiğin değerler de hedefte Paşam.
"Kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın" demiştin. Gazetelerin üçüncü sayfaları kadın cinayetleri ile dolu. Kadına şiddette dünyada 129 ülke arasında 26, OECD ülkelerinde ilk sıradayız. Sahte din adamları, akademisyen müsveddeleri kadınların kıyafetinden kahkahasına kadar tüm davranışları üzerine ahkam kesiyorlar. Avrupa Şampiyonu olan Kadın Voleybol Takımımız bu yobazların aşağılık iftira ve saldırıları ile karşılaştı günler boyu.
***
Ekonomiyi hiç sorma Paşam. Halk perişan, mutfaklarda yangın alev alev. İşçi, memur, emekli, çiftçi açlık sınırında gezinmekte. Sefalet listesinde dünya birinciliğini kimseye kaptırmıyoruz. Hazine tamtakır. Senin kurduğun kağıt, şeker pancarı, mensucat fabrikalarını bir-bir babalar gibi(!) sattılar. Şimdi kapı-kapı dolaşıp para bulmaya çalışıyorlar.
Dış politikamız da tel-tel dökülüyor. Senin 'Yurtta barış, dünyada barış ' sözlerin adeta unutuldu. Bir ara Şam'a cuma namazı kılmaya gidiyorduk, sonucunda 7 milyonu aşkın Suriyeliyi depoladık. İtibar dersen hangisini anlatalım; askerlerimizin başına geçirilen çuvalı mı? Eski ABD Başkanı Obama'nın beyzbol sopasıyla verdiği görüşme pozunu mu? Yoksa yine eski Başkan Trump'ın rezil mektubunu mu? Şu sıralar Ortadoğu'da kirli bir savaş süregelmekte. Bize bulaşması konusunda son derece tedirginiz. Ta o yıllarda 'Ortadoğu bir bataklıktır. Türk Milleti bu bataklıktan uzak durmalıdır' şeklindeki sözlerin umarız dikkate alınır.
***
Paşam, 'Ülke bu haldeyken muhalefet ne yapıyor?' diyorsan hiç sorma. Kurduğun partinin altı oku darmadağın. Kurultayda demiştin ki, 'Halk Fırkası bütün sınıfların haklarını, yükselme sebeplerini ve mutluluğunu sağlamak yolunda çalışmalarda bulunacaktır.' Hak getire, tüm ülke sorunlarını bir tarafa bırakıp kendi aralarında kavga ediyorlar. Koltuğa oturan kalkmak istemiyor. 35 yıldır milletvekili olup partiye, ülkeye katkı sağlamayan milletvekilleri var. Son seçimlerde umutlanmıştık doğrusu. Ancak saçma-sapan ittifaklarla, ödünlerle, birinin oturup birinin kalktığı masalarla iktidarı aynı koalisyona ikram ettiler. Tabii seçim hilelerini, sandık oyunlarını, Suriyelilere kullandırılan oyları, kurgulanmış sahte videoları da göz ardı etmememiz gerekmekte.
Sevgili Atam amacım bir şikayet mektubu yazmak değil. Yalnızca kurduğun Cumhuriyet’in yüzüncü yılında memleketin durumunu anlatabilmek. Her şeye karşın Cumhuriyet’in, laikliğin, devrimlerinin yılmaz bekçileri olarak dimdik ayaktayız. Emellerine asla ulaşamayacaklar. Rahat uyu Paşam...