"Bozkırın Tezenesi" Neşet Ertaş (Bu ismi ona Yaşar Kemal takmıştır) annesi Döne’yi kaybettiğinde 12 yaşındadır.

Bağlama ustası olan babası Muharrem Ertaş büyütür onu.
O baba ki,
“ay dost deyince yeri göğü inletendir”.
Neşet Ertaş,
keman ve bağlama çalmayı babasından öğrenmiştir.
Verdiği röportajlarda etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söylemiştir ve bu durumu şu şekilde ifade etmiştir;
“Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.”
Babasına duyduğu hayranlık ve büyük sevgiyi böyle dile getiren, müzik adına öğrendiği her şeyi babasından
aldığını söyler o...
Sık sık anne şefkatine ve sevgisine hasret kaldığını da anlatmıştır konserlerinde...

**
İşte anne özlemi;
Neşet Usta’ya çok sevilen türküsü “Neredesin Sen”i yazdırmıştır.
Şarkının hikâyesini ise şöyle anlatır Ertaş;
“1960’lı yıllarda TRT sanatçılarıyla Almanya’ya gitmiştim.
Otomobilim vardı ama ne ehliyetim vardı, ne de kullanmayı biliyordum. Bazıları dönünce mecburen ben kullandım otomobili.
Dönüşte kaza yaptık. Beni cezaevine koydular.
Üç ay hapis yattım.
Kâğıt, kalem de vermiyorlardı.
Bu türkünün sözlerini sigara kâğıtlarının üzerine kibrit çöpünün barutlu kısmını tükürükle ıslatarak yazdım...”

**
Selda Bağcan’ın,
Cem Karaca’nın da söylediği türküyü anımsarsak;

“Şu garip halimden bilen şiveli nazlı
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen?
Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen? Neredesin sen?
Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen? Neredesin sen?
Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen
Bütün dertlerim anlayıp gönlümü bilen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen? Neredesin sen?
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen? Neredesin sen?
Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor
Hiç bir tabip yarama merhem olmuyor
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen? Neredesin sen?
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen? Neredesin sen?”

**

Karsu Dönmez, Hollanda’da popüler olmuş bir müzik yorumcusu ve piyanisttir.
Besteci yönü de vardır.
Televizyonda gördüğü piyanoya heves etmiş, ailenin kiraladığı piyanoyu 8 yaşında çalmaya başlamıştır.
Şan eğitimini de ABD Büyükelçiliği'nin sağladığı bursla Rhode Island Üniversitesi’nde almıştır.
Güçlü sesiyle, Anadolu ezgilerini, türkülerimizi, ağıtlarımızı kendine özgü “caz pop” söylemesiyle tarzını belirlemiştir Karsu.
Çıkardığı 4 albüm,
caz festivallerinde verdiği konserler çok büyük ilgi görmüştür.
Ülkemizde de tanınması, 2012’de Güneri Civaoğlu’nun sunduğu “Şeffaf Oda” programına çıkması sayesinde olmuştur.

**

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6’lık iki şiddetli depremde yerle bir olan Hatay’ın Karsu köyündendir sanatçı. Doğduğunda köyün adını vermiştir anne Birgül ile babası Alpaslan Dönmez.
Zamanında ekonomik nedenlerle Amsterdam’a göç etmiştir
Dönmez Ailesi.
Karsu depremde köyde yaşayan -aralarında halası, ninesi ve kuzenlerinin de olduğu- 10 akrabasını kaybetti.
Büyük acıya boğuldu sanatçı, günlerce kendine gelemedi.
Sonra toparlanıp arkadaşlarıyla yardım kampanyalarına katıldı.
Kibirsiz, şov yapmadan, göze sokmadan!..

**

Hollanda’daki televizyonların ortak yayınına katıldı en son Karsu.
Neşet Ertaş’ın
“Neredesin Sen?”ini
çalıp söyledi.
Gecede duygusal anlar yaşandı.
Karsu’nun yorumladığı türkü, sosyal medyada da büyük beğeni topladı.
Bu türküyü neden çalıp söylediğini de şöyle anlattı gözyaşlarına boğulan konuklara;
“Bir kuzenim enkaz altındayken bana ulaşmak istiyor, başarılı olamıyor.
‘Neredesin Sen?’ diye sesli mesaj bırakıyor...“

**

“Her hayat, kendisini yaşatır...”
“Şair Baba” Cem Seyhun Ünbay demiştir.
Eğer;
yüreğinin bir yerinde bir şeyler çarpıyorsa doğruluk, güzellik, iyilik ve insana en yakışan vicdan adına…
Eğer;
omuzlarının üzerinde kafatası adı verilen kemik kutusunun içinde beyin taşıyorsak, sağlıklı düşünebiliyorsak…
Eğer;
Dünya Şairimiz Nâzım’ın dediği gibi,
“bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşama bilincindeysek;
Eğer;
“insanın insanla çoğaldığına” inanıyorsak…
Neşet Usta gibi,
Karsu gibi;
“Neredesin Sen” diyeceğiz bizi, “onlarsız” bırakanların ardından...
Ne güzel söyler
“68’li Kilisli”;
“Bizi, bu gidenler öldürür..."