“Kütüphane Haftası”, Türkiye‘de 1964 yılından bu yana Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan hafta kutlanır. Bu yıl 27 Mart-2 Nisan tarihleri arasında  kutlayacağız. Haftanın amacı; öğrencilerde okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini artırmak, okuyucuların kitaplardan daha çok yararlanmalarını sağlamak ve halkı kütüphanelerin gelişmesi için bilinçlendirmek. Hafta süresince kütüphanenin önemi, kütüphaneciliğin sorunları kamuoyuna duyurulur. Okullarda kütüphanenin yararlarından söz edilir. Kütüphanelerde uyulması gereken kurallar öğretilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre bakanlığa bağlı ülke genelindeki kütüphane sayısı 1258. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Aldemir konu ile ilgili bir demecinde, kütüphanelere sadece bilgi alıp ders çalışmak amacıyla değil, aynı zamanda sosyalleşmek için de gidildiğini belirterek, "Kütüphaneler sosyal hayatın içerisine girdi. Kütüphanelerde; sanatsal, eğitsel ve vaktinizi keyifli bir şekilde geçirebileceğiniz alanlar var” derken kütüphanelerin çekiciliğini sağlamada kafelerin etkin olduğunu da belirtmiş oluyor.

recai şeyhoğlu

***

Konu “Kütüphane Haftası” olunca bir başka açıdan da bakmak gerek konuya diye düşünüyorum. Kütüphaneye gitmeye fırsat bulamayanlar, ödünç kitap alamayanlar ama kitap okumak isteyenler bu gün bu isteklerini yerine getirebiliyorlar mı?

TÜİK Şubat 2023 verilerine göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) 9 bin 425 TL, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarının (yoksulluk sınırının) ise 30 bin 700 TL olduğu bir ortamda  ‘KÜTÜPHANE HAFTASI’nı kutluyoruz. 59’uncusunu kutladığımız bu haftada sormadan edemiyorum; bu ekonomik şartlarda karnını zor doyuran vatandaş kitap tercihini nasıl yapsın, kitabı nasıl alsın okusun ve okutsun?

Yapılan bir araştırmaya göre düşük refah seviyeli ailelerin yüzde 67’sinde çocuklara hiç kitap okunmuyor. Türkiye genelinde hiç kitap okumadıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 44. Günde ortalama 5 saat TV izlenirken, yılda yalnızca 6 saat kitap okunuyor. O zaman her mahalleye bir kütüphane, her kahvehanede bir kitaplık… Çok mu zor? Bence değil! Bu, niyet işi ! Hiç zor değil… Haydi, yeni kütüphane kurmak için, kitaplıkları çoğaltmak için bir kitap da sen ver, bir raf sen yaptır, oku ve okut…

***

Karşıyaka Mavişehir Mahalle Muhtarlığı topladığı kitaplarla köy okullarında 23 kütüphane, üç kitaplık kurdu. 87 okul ve kuruma kitap desteğinde bulundu. Köy Öğretmenleri İle Haberleşme Ve Yardımlaşma Derneği,  kütüphane kurmanın yanında öğrencilere burs veriyor, okulları onarıyor, ders araç, gereç ihtiyaçlarını gideriyor. Amaçları aynı insanları  kitaplarla daha fazla buluşturmak. Daha fazla okunsun, daha fazla bilgiye ulaşılsın bilinçli, bilgili, soran ve sorgulayan  kuşaklar yetiştirilsin.  

Hiç düşündünüz mü okumak ne işe yarıyor diye...

- Bir çocuk her gün, günde 20 dakika kitap okursa, yılda 1.8 milyon kelime ile karşılaşır; bu da dakikada 137 yeni kelime ile tanıştığı anlamına gelir.

– Aileler her gün 20 dakika çocuklarıyla birlikte kitap okurlarsa, bu onların yılda 121 saatten daha fazla birlikte/ bağlayıcı vakit geçirmeleri anlamına gelir.

– Okula başlama zamanına kadar bazı temel okuma becerilerini geliştiremeyen çocuklar, gelecek yıllarda okuldan ayrılmaya/okulu bırakmaya 3-4 kat daha eğilimli/yatkın olabiliyor.

Daha çok okumak ve okutmak dileği ile…

--

Bu yılın teması ‘Cumhuriyet Kazanımları ve Kütüphanecilik’

Mehmet ERKEN (Türk Kütüphaneciler Derneği İzmir Şubesi Başkanı): Yaklaşık 2 ay önce Cumhuriyetin 100. yılında, 59. Kütüphane Haftası’nı coşkuyla kutlama hedefiyle hazırlanmaya başlamıştık. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan afetler sonrasında milletçe önceliğimiz açılan yaraları sarmak, bir nebze olsun acıları hafifletmek yönünde olmuştur. 27 Mart - 2 Nisan 2023 tarihleri arasında 59. Kütüphane Haftası’nı “Cumhuriyet Kazanımları ve Kütüphanecilik” teması ile kutlayacağız. Hafta boyunca kütüphaneciliğimiz gelinen noktası tartışılacak, cumhuriyetimizin mesleğimize kazanımları değerlendirilecektir.

Mehmet-ERKEN

59. Kütüphane Haftası’nda 9 yazar-okur buluşması, 5 panel, 4 atölye çalışması, 3 konferans, 3 söyleşi, 2 sergi, 1 açılış töreni, 1 ödül töreni ve 1 tiyatro gösterimi gerçekleştirilecektir. Bu yıl özellikle afet bölgesinden gelen çocukların ve yetişkinlerin acılarını, yaşadıkları unutturmaya ve hayata tutundurmaya yönelik yazar-okur buluşmaları, atölye çalışmaları ve söyleşiler planlamıştır. “Cumhuriyet Kazanımları ve Kütüphanecilik” temasıyla kutlayacağımız 59. Kütüphane Haftası’na Atatürk Anıtı’na çelenk koyma töreniyle başlanacak ve resmi açılışla devam edecektir. Hafta açılış konferansında Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Yılmaz, “Cumhuriyet'in 100. Yılında Türk Kütüphaneciliğine Genel Bir Bakış” konusuyla mesleğimizin geçmişten günümüze geçirmiş olduğu evrelere değinecektir. Akabinde yazar, seslendirme sanatçısı Yekta Kopan, kitaba, kütüphanelere dair paylaşımlarda bulunacaktır. Hafta boyunca gerçekleşecek söyleşilerde “Cumhuriyet Kazanımları, Kütüphanecilik ve Fakir Baykurt” ve “Kültürel Aktarım Evrimi: Mitostan Dijital Kütüphaneye” başlıkları işlenecek ve kütüphanecilik olgusuna farklı boyutlarıyla yaklaşılacaktır. Yazar-okur buluşmaları hem İzmir merkezinde hem de dezavantajlı bölgelerinde gerçekleştirilecek, afet bölgesinden gelen canlara ulaşılmaya çalışılacaktır. Önce ülkemize sonrasında güzel İzmir’imize umut olması, kitapla, kütüphanelerle aydınlanmanın

önünü açması temennilerimizle 59. Kütüphane Haftası kutlu olsun.

‘Kütüphaneler önemlidir’

Kütüphane deyince aklımıza gelen ilk görüntü, bütün duvarları kitaplarla çevrili alan olur sanırım. Aradığımız her kitabı bulabileceğimiz, üye olup ödünç alabileceğimiz, içinde oturup okuyabileceğimiz alanlardır buralar. Peki, sadece bu kadar mı? Bu kadarla tarif edilirse haksızlık olur. Kütüphane ile özdeşleşen isimler de vardır. Benim aklıma ilk gelen Recai Şeyhoğlu olur. Türkiye’nin dört köşesine açtığı kütüphaneler/kitaplıklarla yetinmeyip yurt dışına da taşıyan kitap sevdalısıdır o. Böyle bir çabayı ne gördüm ne duydum. Takdir edilesi, saygı duyulası. Aklıma düşen bir başka isim de Muzaffer İzgü olur. Çeşitli sohbetlerimizde defalarca dinledim kendisinden. Öyle yoksul bir çocukluk geçirmiş ki, ısınmak için gittiği Adana Halkevi’nin kütüphanesinde kitaplarla tanışıp yaşamını değiştirmiş. Öyle ya kütüphane olmasaydı edebiyatımızda bir Muzaffer İzgü olmayacaktı belki de. Ne büyük bir eksiklik. Bir düşünelim okuduğumuz onca Muzaffer İzgü hikâyesini. Bir de bunların hiç yazılmadığını ve okuyamadığımızı… Kütüphaneyle birlikte adı anılası bir başka isim de Aydın İleri olur benim için. Çok erken ayrıldı aramızdan. Böyle bir haftada anmadan geçmek olmaz. Saygıyla rahmetle…

Daha nice isim vardır tabii, yaşamı kütüphane sayesinde değişen. Hepsini saygıyla anıyorum, selamlıyorum. Kütüphane Haftası kutlu olsun… Mehmet ÖZÇATALOĞLU