"Kazmayı vurduk madene
Ses çıkardı tane tane
Göçük altındaki yine
Bizdik maden ocağında..."
(Ozan Emekçi)

Bugün;
her zaman aydınlık ve güzel Türkiye’nin
en karanlık, en uzun,
ve en kahırlı gününün adıdır...
Bugün Cumhuriyet tarihinin en büyük maden katliamının (kaza demek vicdansızlık olur) yıldönümü.
435 yetimin, oğulsuzların, kocasız bırakılanların isyanıdır!
Bugün kömür karası acının adı; Soma'dır, Soma301'dir...
Hani fıtrata, kadere bağlanan!..

**

Maden ocağında oğlunu kaybeden Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı'dır İsmail Çolak.
İşte duyguları;
“ Yıllarca ölümlere neden olanların yargılanmasını sorumluların ceza çekmesini istedik.
Ama ölümlere neden olanlar kişi başı 1 hafta bile yatmadı.
Her yeri arşınladık.
Ama bu ülkeyi insan mezarlığına çevirenler ceza almadı. Sonuç koca bir hiç! 
(...)
Soma bir katliamdır. İşçiler, bu ülkede iş cinayetine kurban gitti. Bedeni ölmeyenlerin vicdanları, ruhları öldürülmektedir.
Bu ülkede katillerin sırtı sıvazlanmasın.
Bu ülkede adalete olan özlem elbet bir gün son bulacaktır!
(...)
Adalet ölen çocuklarla birlikte 13 Mayıs 2014’te göçük altında kaldı.
Mücademiz bitmez!
Biz davayı Anayasa Mahkemesine taşıdık. Oradan da umutlu değiliz ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gideriz."

**
Soma Katliamı'nın üzerinden 8 yıl geçti. 
Tam 8 yıl. .
Tutuklu hiçbir sanık kalmazken, davanın iki avukatı ise tutuklu, şimdi Silivri'de.
Üstünlerin hukukunun geçerli olduğu bu düzende, maden şehitlerimizin gözü yaşlı ailelerinin adalet arayışı sürüyor.

**
Soma Katliamı'nın 8. yılı bugün!
Unutmadık canları...
Unutmadık bir avuç kömür için bir ömür verenleri.
Unutmadık
"Çizmemi çıkarayım, sedye kirlenmesin" diyen madenciyi.
Unutmadık yerdeki madenci yakınına atılan tekmeyi...
Unutmadık!
301 madencimize saygıyla, rahmetle...