Süleyman Yağız, rahmetli Bülent Ecevit’in DSP’sinde genel sekreterlik yapmış, onun “insan siyasetçi” olarak büyük yükselişinde sessiz kahraman olarak rol almış bir gazeteci ve şairdir. Ecevit’in ölümü üzerine (eminim gözyaşları içinde) yazdığı “Demokratik Sol’um Benim” şiiri kulaklardadır. Yazılarını şimdi “Bizim Tv” adlı sitede yazan Yağız’ın, Ecevit ile ilgili bir anısını size de aktarmak istiyorum:
Yıl, 2002... Yerine getirmemiz gereken bir sözümüz var: İŞ GÜVENCESİ... Ama TBMM'deki sayımız yeterli değil. KEMAL DERVİŞ'in peşine takılıp gidenler yüzünden milletvekili grubumuz ikiye bölünmüş!. Buna karşın sözümüzü yerine getirmek istiyoruz. İşçi sendikalarının liderleriyle görüşüyoruz. Hatta bazı görüşmeleri, partimizin genel sekreteri olarak genel merkezimizde bizzat ben yapıyorum. Ecevit, TBMM kulisinde, -verilen bir ara sırasında- işçi sendikalarının liderleriyle sohbet ederken içlerinden biri şöyle diyor: "Efendim yasanın çıkması kesinleşti. Artık siz evinize gidip dinlenin lütfen!" Ecevit, "Hayır" diyor ve ekliyor:
"BU İŞİN KEYFİ BAŞKA!" Ve Ecevit yasa çıkıncaya kadar TBMM'de kalıyor, işçilere İŞ GÜVENCESİ çıkarmanın keyfini yaşıyor! Ama AKP gelir gelmez bu yasayı rafa kaldırıyor! Sonra da zaten, adalet başta olmak üzere her demokratik hak rafa kaldırılıyor. (Ya hiç uygulanmıyor ya da uygulanıyor gibi yapılıp işlevsiz hâle getiriliyor.) Aş, iş, emek, emekçi, emekli, işçi, memur, tarım ve köylü denilince Ecevit'in içi titrerdi. Bazılarının, “Avrupa’nın manavı-kasabı mı olacağız?!” dediği süreçlerde o hep tarımdan, üretici birliklerinden söz ederdi. Çalışma hayatıyla ilgili çalışmaları ise hep ön plandaydı. Örneğin, en son, bugün her derde deva olan İşsizlik Sigortası'nı da Ecevit getirdi...
Vergi kaçırma ve vergiden kaçınma gibi işleri hiç bilmezdi! CHP'li döneminde de. DSP'li döneminde de. Ama batıkların bedelini hep kendisi ödediği için de kaymaklarını hep sağcı iktidarlar yedi... En son kaymağı da AKP yedi. Ama şimdi. Kaynak da bitti, kaymak da bitti!
Selam olsun sevgili kardeşim Süleyman Yağız’a!