Bugünlerde en çok sorulan soru, farklı Kovid-19 aşılarının mutasyon geçiren virüslere karşı koruyucu olup olmadıkları… Türkiye için en önemlisi, kullandığımız ‘Çin Aşısı’ olarak bilinen Synovac şirketinin CoronaVac aşısının durumu, doğal olarak.
Biz nasıl virüse karşı hayatta kalmak için çaba sarf ediyorsak, virüs de aynı şekilde doğada kalabilmek için mücadele veriyor ve mutasyona uğruyor. Koronavirüs gibi RNA virüslerinde sık görülen mutasyon, virüsün aleyhine ise enfeksiyonun yayılım hızı yavaşlıyor, virüse avantaj sağlıyorsa bu hız artıyor. Evrimin temeli de bu zaten. Komik bilgilerle dolu şatafatlı atlaslar çıkarıp, “Evrim yoktur, ara form yoktur” diyen zat, hapiste gerçi… Bu mutasyonların hepsi ara form, ayrıca!
FARKLARI NELER?
Bir virüse avantaj sağlayan en önemli mutasyon, bulaştırıcılığının artması şeklinde olur ki biz bunu Eylül ayında ilk ortaya çıkan ve yüzde 35 kadar daha fazla bulaşıcı olan İngiltere varyantında görüyoruz.
Doğal yolla veya aşı sonrası oluşan antikorlara rağmen enfeksiyon geliştirebilme yeteneği de virüs açısından önemli bir avantaj. Özellikle Güney Afrika varyantı, daha yüksek düzeyde antikora rağmen enfeksiyon geliştirebiliyor. Yani önceden Kovid-19 geçirmiş veya aşılanmış kişiler, Ekim ayında ortaya çıkan Güney Afrika varyantı ile enfekte olabiliyorlar, ama hastalığı daha hafif geçiriyorlar; ağır hastalık ve ölüm görülmüyor, yani aşı yine de yararlı. Benzer durum, Ocak ayında Brezilya’da görülmeye başlanan varyant için de geçerli. İngiltere'deki yeni hastaların yüzde 70'i, Güney Afrika'dakilerin ise neredeyse tümü, yeni varyantlarla enfekte olmuş durumda. İngiltere ve Kaliforniya varyantlarının birleşmesi ile aşırı derecede mutasyon gösteren bir melez yapının oluştuğu da bildirildi. Daha hafif belirtilere yol açan yeni bazı mutasyonlar da gelişebilir.
HANGİSİ DAHA AZ ETKİLENDİ?
Mutasyonlar daha çok virüsün S proteinindeki değişikliklerle ortaya çıkıyor. Şu an kullanımda olan Kovid-19 aşılarının büyük bölümü üç grupta yer alıyor. İlk grup, Türkiye’de kullandığımız CoronaVac aşısının içinde bulunduğu ölü virüs (inaktif) aşıları… Sadece S proteinini değil, virüse ait tüm antijenleri içerdiği için mutasyonlardan en az bu grubun etkilenmesinin beklendiğini birkaç kez yazmıştım; öyle de oldu. Önce Çin’de yaygın olarak kullanılan ölü virüs aşısının mutant virüslere karşı koruyucu olduğu bildirildi. Yakın zamanda da Brezilya’daki Butantan Biyomedikal Merkezi Başkanı Dimas Covas, Türkiye’de de uygulanan CoronaVac aşısının İngiltere ve Güney Afrika varyantlarına karşı koruyucu bulunduğunu açıkladı. “Türkiye’deki araştırmalar neyi gösteriyor?” diye sorarsanız, bilinmiyor; çünkü diğer ülkelerden farklı olarak, Türkiye’de bu konuyu araştırmak 'Bakanlık izni'ne bağlı ve izin verilmiyor. Oysa araştırılabilse, en doğru aşıyı kullandığımız bilimsel olarak kanıtlanabilecek. Sağlık Bakanı Koca, Türkiye'de 263 İngiltere, 23 Güney Afrika ve 106 kökeni belli olmayan varyant saptandığını açıklamıştı. Bir başka sevindirici veri de Türkiye'de aşı olan hiç kimsenin entübe olacak kadar ağır hasta olmadığı yönünde.
İkinci aşı grubu Şahin-Türeci çiftinin geliştirdiği BionTech/Pfizer (Alman aşısı) ve ABD’li Moderna aşılarının da içinde bulunduğu mRNA aşıları… Üçüncü grupta ise Oxford-AstraZeneca aşısı ile Avrupa Birliği'nde kullanımı için başvuruda bulunulan Johnson & Johnson grubunun Janssen aşısının yer aldığı viral vektör aşıları var. Her iki gruptaki aşıların mutant virüslere karşı koruyuculuğu, ölü virüs aşılarına göre daha az. Özellikle Güney Afrika varyantının, BionTech/Pfizer ve Moderna aşılarının etkinliğini çok önemli ölçüde azaltırken, Janssen aşısında yüzde 72'den yüzde 57'e, Oxford-AstraZeneca aşısı için ise yüzde 10-50 arasına düşürdüğü bildiriliyor.
HANGİ ÖNLEMLER ALINDI?
Gelişmeler karşısında Türkiye, normalleşmeyi biraz daha ötelerken, Danimarka, İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’dan gelenlere 14 gün karantina zorunluluğu kararı aldı. Mutant virüs saptanan Türk vatandaşlarında 10'uncu günde PCR pozitif çıkarsa, test ikişer günlük aralarla tekrarlanacak ve negatifleşene dek izolasyon sürecek.