Yine başkaları adına biz utandık, başkaları adına nefes almaktan suçluluk duyduk. Günlerdir her yerde yazılıyor, çiziliyor ve konuşuluyor.
Sosyal medyanın gündemine oturan ‘Kedicik’ belgeseli. Bir ülke düşünün ki akıl sağlığını tamamen kaybetmiş bir adam çıkıp ben Mehdiyim diyor ve onlarca yüzlerce insanı peşine takıp bir suç örgütü oluşturuyor. 40 yıl. Dile kolay. Gözümüze soka soka yıllarca program yapıyor. O sırada bizlerde dalga geçiyoruz.
140Jurnos adlı Youtube kanalında yayımlanan belgesel ile tokat gibi çarptı gerçekler suratımıza. En azından ben ve yakın çevrem için can acıtıcı bir belgeseldi. İzlediğimiz ve duyduğumuz şeylerin etkisinden çıkmak mümkün değil. Bunları gördükçe ne çocuk sahibi olabilecek cesaretimiz kalıyor, ne de kendi can güvenliğimize olan inancımız. Bizlerin bu olayda kurban olmaması, başka bir yapının kurban olmayacağımız anlamına gelmiyor.
Belgeselde konuşanların söyledikleri akıl almaz. Dini, kadını, aileyi istismar eden bir yapı. Yapının içerisindeki herkesin beyni yıkanmış durumda. Bu oluşumdan kopup kaçamayanlar ise işkence, şiddet her türlü eziyete maruz bırakılmış. Aklım almıyor. Bugün en ufak hareketimizin izlenebildiğini, takip edilebildiğini biliyoruz. Nasıl oluyor da bu insanlar bu suçları böyle umarsızca işleyebiliyor.
Bu örgütün içinden ayrılan bir kız ‘’sizlerin kedicik diye dalga geçtiği o görüntülerin hepsinin arkasında çok büyük acılar yaşandı’’ diyor. Kulaklarımdan silinmiyor o sözler. Utanç listemize bir yenisi daha eklendi. Ailelerinden ayırılan, darp edilen malına el konulan, gençliği ve tüm hayatı gasp edilen onlarca kadının vebali hepimizin boynunda. En çok da bilip, gücü yetip susanlarda.
Ve yine Mustafa Kemal Atatürk’ün dediğini daha iyi anlayıp, onun muhteşem vizyonuna bir kere daha saygı duyuyoruz.
‘’Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyedir. Medeniyetin emrettiğini ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir.’’
Öncelikle o kabustan kaçıp, sesini çıkartma cesareti gösteren, aldığı tehditlere ve şantajlara rağmen susmayan, direnen tüm kız kardeşlerime, bu operasyonda görev alan tüm Emniyet Genel Müdürlüğü çalışanlarına, bu belgeselin bize ulaşmasını sağlayan 140Jurnos ekibine minnettarım. Bu acılara göğüs germiş tüm aileler umarım yolun bundan sonrası sizin için aydınlık ve hep beraber olur.
Bu topraklarda, böyle korkular yaşamadan, evlatlarımızı huzur ve güvenle büyütebileceğimiz günleri görmek umuduyla..