Son dönemde artan hayvana şiddet vakaları ve bu olaylara toplumun geniş bir kesiminden gelen tepkiler sonunda başkentten duyuldu!
Hafta içinde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül hayvanları korumaya yönelik düzenlemenin son aşamaya geldiğini duyurdu. Gül'ün düzenlemeyle ilgili açıklaması şöyleydi:
“Bu yapılan çalışmayla hayvanları bir ‘mal’ olarak gören anlayıştan, onları da bir ‘can’ olarak gören anlayışa dönüşecek şekilde bir düzenlemeyi yapacağız inşallah. Bu husus ile ilgili de yasadaki hangi ihtiyaçlar varsa bunları tekrar gözden geçirip kamuoyuyla paylaşacağız; para cezalarını artırıp hapis cezasını getiren çalışmaları tamamlamış olacağız.”

***

Tüm hayvanseverleri umutlandıran bir gelişme bu.
Ancak üzerinde durulması, tartışılması gereken bazı önemli “ayrıntılar” var.
Hayvana yönelik her türlü şiddetin “kabahat” kapsamından çıkarılıp Türk Ceza Kanunu uyarınca hapis cezası ile cezalandırılması hepimizin ortak isteği.
Ancak yasada yapılacak değişiklikler, lafı dolandırıp, göz boyamaktan öteye gitmeli. Yapılan düzenleme artık bizi (ve masum canları) bir adım öteye taşımalı.
Mesela mevcut yasa taslağında birçok hayvanseverin endişelendiği konuların başında; “hapis cezası”nın sadece vatandaşları kapsayacağı, belediyelerin ise yaptırıcı cezalardan yine yakayı sıyıracak olması geliyor. Bu yanlıştan mutlaka dönülmeli.
Belediyelerin sorumluluklarından biri de sınırları içindeki hayvanları korumak, tedavi ve kısırlaştırmalarını yapmaktır. Bunu yapmayan, yapmadığı gibi içler acısı haldeki barınaklarda, hayvanları kuru ekmeğe dahi hasret bırakan; sokak hayvanlarını kısırlaştırıp tekrar aldığı yere bırakacağı yerde, itlaf eden ya da ormanlık alanlara atan belediyelerin komik idari cezalarla sırtının sıvazlanmasına artık bir son verilmeli.

***

İkinci konu, HAYTAP Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat'ın da dikkat çektiği gibi; verilen hapis cezalarının 4 aydan başlayarak 3 yıla kadar çıkması... Biliyorsunuz yasalarımızda 2 yıla kadar olan hapis cezaları para cezasına çevrilebiliyor. Dolayısıyla hayvana şiddet “hapis cezası” kapsamına alınsa bile hakimin vereceği ceza 2 yıldan az olduğunda, tıpkı şu anki gibi hayvan katilleri, işkenceciler vs. parası neyse verip, yoluna gidecek. Ve kağıt üstünde bir şeyler değişmiş gibi görünse de gerçekte değişen hiçbir şey olmayacak. Umarım Adalet Bakanı “değişiklik yapıyoruz” derken, bu “ufak” ayrıntıya da dikkat edeceklerini kastetmiştir!

***

Hapis cezasına ilave olarak; hayvana şiddet uygulayanların -yarın bunu insana da yapabileceğinden hareketle- mutlaka psikolojik tedavi görmeleri de yasa yapıcıların dikkatle üzerine durmaları istenen bir konuydu. Maalesef bu da taslakla ilgili görüşmelerde kabul edilmeyen maddeler arasında yer aldı. Ancak hayvana şiddet olaylarının kaygı verici düzeyi çoktan geçmesi belki de bu maddenin yeniden ele alınıp bu kez yasaya eklenmesini sağlayabilir.
Yasa taslağının son halininin neye benzeyeceğini henüz bilemiyoruz. O yüzden de umudumuzu korumakta fayda var.
Bekleyip göreceğiz; kimbilir belki bu kez meclistekiler şaşırtır bizi.