Sanki kendimi bildim bileli gazeteciyim..
Sayısız olay yaşadım, kimi haberi muhabir, kimi haberi fotomuhabiri, kimi haberi ise yazar sıfatıyla takip ettim.
Çok sayıda genel kurulda bulundum, bunların önemli bir kısmı spor kulübü kongresiydi.
Ancak önceki akşam salonda izlediğim Altay kongresi bambaşkaydı.
Aslında buna kongre demek de doğru değil.
Bu aslında bir kulüp başkanı için genel kurul üyeleri tarafından kurulmuş bir mahkemeydi adeta.
28 Nisan 2022'de yapılan ve Altay tarihine kara bir leke olarak geçen olaylı genel kurulun rövanşıydı hatta..
O genel kurul çıkan olaylara rağmen her nasılsa tamamlanmış ve Özgür Ekmekçioğlu yönetimi bir şekilde ibra edilmişti..
Altay gibi temeli Kuvayi Milliye'ye dayanan bir kulübün kongresinde üyeler darp edilmiş, salonda bulunan polisler sayesinde belki de canlarını kurtarmışlardı.
İşte o kongrede dayak yiyen, aralarında bilim insanlarının da olduğu üyeler işin peşini bırakmadı ve mahkemeye taşınan ibra kararı Türk yargısı tarafından geçersiz kılındı.
Evet önceki akşam Altay camiası sadece bu ibra kararını yeniden görüşmek üzere toplandı.
İşin ilginç tarafı 2022 Nisan'ında ibra oyu kullananlardan kimse yoktu salonda.
Genel kurulda konuşulanları buraya sığdırmak elbette imkansız.
Ancak yukarıda çizdiğim salon profilinden de anlaşılacağı üzere eski başkanın bol bol kulaklarını çınlattı konuşmacılar.
Hatta gözyaşı dökenler vardı.
Eğer müstafi başkan da merak ediyorsa bir şekilde genel kurul tutanaklarına ulaşabilir sanırım.
Sonucu başka kaynaklardan duymuş olabilirsiniz ama yine de söylemekte yarar var.
Oy kullanan 94 üyenin tamamı 3 yıl önceki ibranın aleyhine el kaldırdı.
Elbette bunun tek başına bir yaptırımı yok.
Ancak artık isteyen üyeler Ekmekçioğlu dönemini yargıya taşıyabilecek ki, çok sayıda dava açılacağını düşünüyorum.
Hatta bu davalar sayesinde bugün astromik düzeyde olan borçların bir nebze olsun düşürülebileceğine inanan üyeler de var.
Elbette tek maddelik bu olağanüstü genel kurul son derece çarpıcı gelişmelerin de kapısını açmış olabilir.
Bunu önümüzdeki günler aylar hepimize gösterecek.
Sonuçta Altay'ın bu olağanüstü kongresinde Türk futbolunun bir yansımasını gördüm desem yanlış olmaz.
Dara düşen kulüplerin sırf maddi yönü güçlü diye o kulüple hiçbir aidiyeti olmayan kişılere teslim edilmesi işte böyle sonuçlar doğuruyor.
Öyle görünüyor ki, endüstriyel futbolda para herşey olduğu için son yıllarda köklü kulüplerin peş peşe yaşadığı benzer travmalara ne yazık ki, şahit olmaya devam edeceğiz..