Geçen hafta Türkiye Merkez Bankası, kripto paralar ile ekonomik veya teknoloji olarak ilgilenen kesimleri aslında çokta şaşırtmayan bir hamle yapıp kripto paraları tamamen ödeme yöntemi olmaktan çıkaran bir “yasak” kararı aldı. Yasak yönetmeliği ile ayrıca elektronik para aracı kurumlarının da kripto para alışverişlerine aracılık edemeyeceğini belirtip o kurumlara da yasak getirdi. Bu yönetmelik ülkemiz açısından kripto paralar hakkında resmi bir tanımla yapılması açısından bir ilk. Ve kripto paralar için geleceği kesin olan pek çok yasak kararının da başlangıcını temsil ediyor.
Daha önce kripto para teknolojisine değindiğim yazılarda durumun bu şekilde olacağını öngörmüştüm. Şu an devletler, özellikle hala 1950’lerden kalma bürokrasi anlayışına sahip olanlar, karşılarında ne olduğunu hala anlamadıkları için kripto paraları dolayısıyla blockchain teknolojisini ellerindeki tek bildikleri yöntem ile durdurmaya çalışıyorlar: “Yasak”.
Bu kararlarından beklenen etkiyi alamadıklarında ise şaşırtıcı olmayacak şekilde ağır vergiler, sıkı denetimler ve aslında işin yanındayız gibi gözüken ama aslında tamamen ket vurmak üzerine alınmış çok daha fazla yasak kararları alacaklar. Çünkü kripto para teknolojisinin bir diğer adı “Merkeziyetsizlik”tir. İsmi dahi “merkeziyetsizleşme”, “herhangi bir merkezi ret etme” olan böyle bir teknolojiye ülkemizde ilk tepkiyi “Merkez” Bankası tarafından verilmesi kadar da doğal bir sonuç yok.
Yine doğal bir sonuç olarak alınan bu yasak kararlarının da ülkemize, yaşayan insanlarına da herhangi bir faydası yok, hatta emin olun ki çok daha ters bir etki yapacak. Bu tip yasaklar, köhne sistemlerin ne ile mücadele ettiğini halen kesinlikle anlamadıklarının da en büyük göstergesi. Önce bu karar nasıl alındı, onu açıklayayım. Neden işe yaramayacağına da sonra değinelim. Yönetmelik çıktığı günden birkaç gün önce Türkiye’de bazı otomobil firmaları bitcoin ile ödeme almayı kabul edeceklerini açıklamak üzereydi. Devletimiz halen işin boyutunu anlamadığı için kripto paralara bir düzenleme getiren vergi kanunlarını da halen çıkarmadı. O yüzden maliye ve Merkez Bankası da bu gelişmelere hemen alelacele ket vuralım diye ülkenin belki de on yıllarca sonraki finans ve teknoloji gelişimini devasa boyutta etkileyecek böylesine önemli bir kararı kimseye danışmadan tek sayfalık bir yasak yönetmeliği ile aldı.
Peki bu yasak kararlarının sonuçları ne olacak? Öncelikle ödeme sistemi olarak tüm dünya bitcoin ve bağlı olarak diğer kripto paraları ödeme olarak kabul etmeye başlamışken “yok ben kabul etmiyorum” demenin ne anlamı var? Londra’nın en pahalı evini, bir Tesla otomobilini hatta bir bardak kahveyi dahi bitcoin ile alabiliyorsunuz. Şimdi elektronik cüzdanlarında bitcoin dolu yeni nesil milyarderleri ülkenizden kaçırmış oldunuz. Bu yeni nesil milyarderler gidecekler Malta’dan AB vatandaşlığı alıp tüm paralarını da Avrupa’da, Amerika’da harcayacaklar. Türkiye’ye de yeni Tesla otomobilleri ile dönecekler. Maliye olarak ancak o milyarderlerden kapıdan girerken o da belki bir gümrük vergisi alabileceksiniz. Ben bitcoini tanımıyorum, bilmiyorum, kabul etmiyorum deseniz paraları olan kişilerin umurunda değil ki!
Yine bu kararı alanların anlamadığı bu sadece bir para sorunu değil. Kripto paralar, blockchain, internet icadı gibi devrimsel bir finans, bilişim keşfi. Siz daha ilk aldığınız bu karar ile elektronik para şirketlerini, orada çalışan birbirinden zeki yazılımcıyı, ekonomisti bu ülke için öldürmüş oldunuz. Dünyada kripto paralara ve arkalarındaki teknolojiye çıldırmış bir nehir ilgi ve merak akıyorken ülkenizde yeni yeni filizlenen teknoloji şirketlerini ve o şirketlerdeki elektronik para ve finans sektöründen anlayan ve aldığınız yasaklar ile korkuttuğunuz yazılımcı ve zeki insanları bu ülkede nasıl tutacaksınız?
Son olarak devletler yasak kararları ile kripto para ve teknolojisini durdurabilir mi ona değinelim. Teknolojinin diğer ismi dediğimiz gibi “Merkeziyetsizlik”. Yani tüm interneti kapamadığınız takdirde insanlar bin bir türlü şekilde kripto para alır, satar, ülkeye getirir ve bunları maliye kurumlarının gözü önünde haberi dahi olmadan harcayabilirler. Çünkü bu teknoloji ve dünyada binlerce firmanın kurduğu altyapı bunları yapmalarına izin veriyor. Hatta sırf bu yüzden, devlet kurumlarından kaçmak için icat olmuş bir teknolojiden bahsediyoruz. ABD’nin dahi kripto paralar ile mücadelesinde çok yavaş adım atıyor. Çünkü her “yasak” başka bir büyük sorunu tetikliyor. Yasak işe yarasaydı, herhalde dünyanın ekonomi başkentleri de bürokratlarımızdan çok daha güzel yasak kararları alabilirlerdi, değil mi?
Çözüm, devletimizin zor yoldan anlayacağı gibi bu coşmuş nehrin önüne geçip kollarınızı açarak nehri durdurabileceğinizi zannetmek değil. Çözüm bu nehir bu kadar coşmuş akıyorken kimseye zarar vermeden nasıl daha düzgün akmasını sağlarım diye düşünmektedir. “Yasak” değil, akıllı, bilgili ve paralı insanları ülkeden kaçırmayacak “düzenlemeler” gerekiyor.
Sağlıklı günler dilerim.