Birçoğumuz, blockchain teknoloji ile beraber hayatımıza katılan bitcoin, kripto paralar, altcoin terimlerine alışamadı. Fakat bu sene içinde kripto paralara az biraz uzak kişilere daha da anlamsız gelen bir akım olan NFT’ler, kelimenin tam anlamını verecek şekilde çılgınca büyümeye devam etti. NFT açılımı ve anlamı ile “non fungible token" yani "değiştirilmesi mümkün olmayan dijital varlık" olarak tanımlanıyor. Şaşkınlık nidaları ile teknoloji ve ekonomi haberlerine bolca konu oluyorlar. NFT pazarı her açıdan sebeplere meydan okuyor. Gerçekten de piksellerden oluşan sanal bir resmin bazen milyonlarca dolara satıldığını görmek akıl alır gibi değil. Peki bu NFT’lerin arkasında olan gerçek nedir? Bugün değer veriliyor olsalar da sürdürülebilir bir değerleri var mı?
NFT’lere olan kişisel olumsuz inancıma karşın rakamlar konuşursa sadece geçtiğimiz ay, yatırımcılar NFT'lere milyarlarca dolar harcadırlar. En önemli NFT pazarlarından biri olan OpenSea, son 30 günde 3 milyar dolardan fazla işlem hacmine ulaştı. Bu sayı aslında Ağustos ayına göre oldukça düşük olmasına karşın NFT'lere ne derece yoğun paranın akmaya devam ettiğini gösteriyor. Geçen ayın en büyük başarı öykülerinden biri, yatırımcıların 100 milyon dolar yatırdığı CrypToadz platformuydu. Geçtiğimiz birkaç hafta içinde MekaVerse adlı yepyeni bir projede 130 milyon dolarlık işlem hacmi görüldü. Satılan NFT’ler biraz daha güzeldi ama bir tanesine 8 bin dolardan fazla harcar mısınız? Gerçekten bilemiyorum.
NFT’ler, kişilerin, ilk başta var olan sanat eserlerini, blockchain teknolojisi ile harmanlayıp, o eserlerin “eşsiz dijital kopyalarını” (cümle tekrar tekrar okununca daha anlamsız gelse de) satmak için zahmetsiz şekilde kendi kripto paralarını çıkarmasıyla başladı. NFT düşüncesi temel olarak, kripto paraları milyonlarca kişi bir değer verip alıp satıyorsa, kişilerin özel “token” kripto paralarına da neden para vermesinler şeklinde bir altyapı felsefesine sahip. Bu akımın tetikleyici sebepleri arasında çok da masum olmayan istekler var. Örneğin vergi cennetlerinde parası olup da daha gelişmiş ülkelere parasını sokmak isteyen kişiler bu akımı çok kullanışlı buldular. Önce kendileri bir sitede NFT oluşturup ona binlerce dolar değer belirledikten sonra, masa başından kalkmadan o NFT’leri satın aldılar. Hesaplarına gelen büyük miktardaki parayı da maliye ve vergi daireleri sorunca da görün işte NFT sattım, para oradan geldi diye açıkladılar. Yani “kara para” masa başından kalkmadan aklanmış oldu. Gerçek sanat eserlerinde de bu yapılabiliyordu. Fakat yine de eksperlerin değerini onayladığı bir eseri bulup, bir de gidip satın almak çok yorucu olduğundan kara para aklamak isteyen kişiler için NFT’ler çok güzel bir seçenek haline geldi. Şimdi milyon dolarlık NFT’ler biraz daha anlamlı hale geldi, değil mi?
Kara para aklayıcılarından sonra, kripto ve NFT borsaları işe el attı. Konu ile hiç ilgilenmeyen biri iseniz farkında değilsinizdir ama NFT oluşturmak da bedava değil. Bir NFT kripto para cinsinden ciddi bedeller ile oluşturuluyor. İlk başta Ethereum ile ödenen bu bedeller sayesinde borsalar ciddi paralar kazandı. Sonrasında farklı algoritma değişiklikleri ile Ethereum’un bu alışverişlerde “yanması” da sağlandı. Böylece piyasadaki “ethereum” miktarı azaltılıp değeri arttırıldı. Eldeki kripto paralar daha değerli hale getirildi. O yüzden borsalar kendi NFT pazarlarını da açar oldular. Büyük bir inançla yazabilirim ki ilk NFT’leri de kendileri satın alarak akıma ilk ivmeleri de kendileri verdiler. İnsanlarda vay bir “saçma bir dijital resme” milyonlar ödenebiliyor deyip kendi NFT’lerini yapmaya giriştiler. İlk pazarda yer alanlar daha şanslıydı. Sonra girenler ise daha çok NFT oluşturmak için para borsalara para yediren kesim haline dönmeye başladı. Yine de Pazar yeni olduğundan halen büyüyor. Bu yüzden NFT oluşturmak biraz piyango bileti almaya eş değer bir durum gibi gözüküyor. Ama pazardaki NFT satın alan kesim, üreten kesime göre her geçen gün düşüyor.
Bu gidişata göre binlerce dolara aldığınız NFT’lerin birkaç sene sonra değersiz bir şekilde borsalarda, kripto cüzdanlarda kalma olasılığı yüksek. Fakat diğer yönden bu işin arkasında kripto para borsaları olduğu için böyle bir balon pazarın hemen öyle sönüp gitmesini istemeyeceklerini düşünüyorum. Daha pek çok farklı pazarlama taktiği ile insanlara NFT satmaya devam edilecek. Aslında gerçek hayatta da bunu yapmıyorlar mı? Bize en az iki senede bir, bayıla bayıla aldığımız, artık bir daha telefon almam dediğimiz çok ünlü marka telefonları güncelleme bahanesi ile yeniletiyorlar. Üstelik yeni modelleri de üretim maliyetinin 50-100 katı fiyatlar ile tekrar bize satıyorlar. Hatta öyle ki o kazığı yiyeceğiz diye pek çoğumuz geceden, markaların dükkanları veya AVM’ler önünde sıraya bile giriyoruz. Bu açıdan düşünürseniz birkaç pikselden oluşan sanal resimlerin binlerce dolara satılması çok da acayip gelmiyor. Sağlıklı günler dilerim.