Silahlanma, insanlık özünün en kötü ama bir o kadar da ruhundan ayrılmaz günahıdır. Maalesef ki en büyük teknolojik gelişmelerin de ilk itici gücü olmuştur. Ülke olarak da bulunduğumuz coğrafi konumdan kaynaklı olarak askeri gelişmelere ve teknolojiye ait haberlere, önce güvenliğimizi, sonra ekonomimizi ilgilendirdiği için kayıtsız kalmak mümkün olmuyor. Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin, ABD’ye 40 Block 70 modeli yeni F-16 alımı ve 80 mevcut F-16 uçağının da üst modele güncelleştirmesi için niyet ve teklif mektubu ilettiği haberi gündeme geldi. Ve haber duyulur duyulmaz da birçok yerde ilk gündem maddesi oldu. Eğer bir şekilde bu satın alma isteği ABD tarafından onaylanırsa 5-6 milyar dolarlık bir bütçe savunma harcamalarımıza ek maliyet olarak eklenecek. Bu yönüyle dahi savunma sanayisine çok uzak olsanız da ekonomik olarak bir şekilde her birimizi etkileyecek bir haber olduğu için derlediğim bilgileri paylaşmak istedim.
Bu satın alma isteğinin arkasında Yunanistan’ın Fransız Rafale uçaklarını satın alacağını açıklaması ve Ege Denizi'ndeki güç dengesinin değişebileceği endişesi var. ABD’ye yapılan bu talep birçok kesimde sadece ABD’ye karşı politik bir manevra olarak da değerlendirildi. Peki gerçekten bu durum böyle mi? Rafale uçakları mevcut Türk uçak filosu ve hava sistemi için bir tehdit oluşturuyor mu? Bu sorunun cevabı maalesef evet. Rafale uçaklarının karşısına çıkacak ve hava kuvvetlerimizin elinde bulunan en gelişmiş uçaklar Block 50 modeli F-16 modeli uçaklar. Ve bu uçaklar Rafale uçakları için zayıf bir hedef olabilir. Bunun iki nedeni var. Birincisi Rafale uçaklarında pek çok hedefi aynı anda takip etme yeteneği veren uzun menzilli AESA radar sistemi olması ve ikincisi uçaklar ile beraber Fransa’nın teslim edeceği Meteor füzeleri. Genelde uçaklar karşı karşıya kaldıklarında sonucu büyük oranda pilotların yeteneği belirler. Fakat AESA radar ve uzun menzilli Meteor füzeleri ikilisi, rakip uçağı yüzlerce kilometre öteden belirleyip vurmasını sağlayan bir silah sistemi olarak tasarlandı. Burada asıl yenilikçi oyuncu Meteor füzeleri. Bu füzelerin itki gücü ve düşman uçağı tespit sistemi halihazırda orduların elinde bulunan havadan havaya füzelerin tespit ve itki teknolojisinden oldukça gelişmiş bir teknolojiye sahip. Füzede kullanılan RamJet teknolojisi yok etmek için gönderildiği hedefe yaklaşınca füzenin hızını daha da arttırmasını sağladığı gibi 320 km. gibi etkileyici bir menzile sahip olmasını da sağlıyor. Ayrıca füze gelişmiş elektronik sistemleri sayesinde kullanılan karşı savunma saptırıcı elektronik müdahalelere de daha dayanıklı en gelişmiş füzeler arasında gösteriliyor. Rafale dışında Eurofighter Typhoon, JAS-39 Gripen, F-35 gibi şuan için dünyadaki diğer en gelişmiş uçakların havadan havaya vuruş gücünü de bu füzeler sağlıyor.
EN GELİŞMİŞ MODEL
Satın almak istediğimiz Block 70 F-16 modelini de bu güç karşında incelemek gerekiyor. Gerçekten bu uçaklar Rafale uçakları ve Meteor füzeleri için bir çözüm mü? Block 70 modeli, F-16 modelinin en gelişmiş versiyonu. Hatta yapılan geliştirmeler yüzünden ayrı bir uçak gözüyle değerlendiriliyor. Bu yüzden Viper (F-16V) ismi ile anılıyor. Uçak menzil, radar ve aviyonik sistemler yönünden ilk karşılaştırmada Rafale uçakları ile benzer hatta daha iyi özellikler taşıyor. Fakat bir karşılaşmada belirleyici unsur havadan havaya füze ve diğer elektronik sistemler olacaktır. Füze yönünden değerlendirirsek ABD, Meteor füzelerine eşdeğer olarak AIM-260 füzelerini geliştiriyor. Fakat bu füzelerin F-16V ile gelmeyeceğini ön görebiliriz. Bunun yanında F-16V’de gelişmiş bir karşı önleme sistemleri mevcut. AN/ALQ-254(V)1 Vipershield isimli bu elektronik harp sistemi F-16V’yi tehditlere karşı koruduğu gibi pilota daha yüksek durumsal farkındalık sağlıyor. Yani havada karşı karşıya kalan iki uçak olarak düşünürsek ilk vuruş gücü halen Rafale uçaklarında olsa da F-16 Viper bu ilk saldırıyı savuşturma yeteneğine sahip olabilir. Bunun yanında radar ve füze menzili yönünden yeni nesil uçakların bir diğer avantajı da var. 4.5 nesil olarak tarif Viper çevrelerindeki diğer uçakların radar sistemlerini kendi radar sistemi gibi kullanabiliyor hatta bu radar sistemlerini kullanarak hedefi kendi radarında görmese dahi yüzlerce kilometre öteden füze gönderebiliyorlar. Hali hazırda datalink isimli bu tür sistemler mevcut F-16 model uçaklarımızda dahi kullanılıyor. Yani teknoloji açısından Türkiye, ABD’den 4.5 nesil olarak adlandırılan F-16V modelini talep etmekte doğru bir hamle yapmış olarak gözüküyor.
15-20 YILI BULUR
Ama iki ülke arasındaki politik durum göz önüne alındığında bu teklifin kabul edilmesi pek çok çevrenin belirttiği gibi çok zor. Fakat Türkiye bu isteği ile kendi hava kuvvetlerini, Yunanistan’ın silahlanma yarışında geri bırakmayacağını da göstermiş oluyor. Eğer ABD bu isteği reddettiği takdirde muhtemelen başka ülkelerden başka tip uçak alımına gidecek. Çünkü Türk Hava Kuvvetleri için en doğru seçenek satın almadan ziyade kendi uçağını sahaya sürmek olsa da bu seçeneğin gerçekleşmesi en uygun koşullarda dahi 15-20 seneyi bulacak diye hesaplanıyor. Bu süre zarfında Yunanistan’a Ege’de açık alan bırakılamayacağı için yeni bir uçak alımı her durumda gündemde olacak. Sağlıklı günler dilerim.