Çok istemiştik, hak etmiştik çeyrek finalden çıkamadık. Olsun. İne dener, daha iyisini yaparız. 2000’li yıllarda dünya kupası takip etmiş herkes bu bahsettiklerimi çok iyi anlayacak.
Sene 2002. Dünya kupasıyla ortalık yıkılıyor. Biz o zaman lisedeyiz. Ama ülke çiçek gibi. Yine dertliyiz ama gerçekten şu günlerden elli yıl öndeymişiz. En önemlisi mutluymuşuz. Zaman geçip bu günleri görünce ‘’hey gidi günler’’ dedirtiyor. Neyse. Okulların son zamanları. Maç saatinde kantinde televizyon açılıyor, herkes dünya kupası izliyor. İnandık, başardık. Tarihimizde ilk defa üçüncü olduk. Olmasaydık bile o coşku yetecekti. Meğer sonun başlangıcıymış o günler. O mutluluk, o huzur bir daha gelmedi.
Hepimiz büyüdük. İnancımızı yitirecek öyle olaylar yaşandı ki ülkede mutsuz günü geçiren insanlar olarak devam ettik. Ta ki Avrupa Futbol Şampiyonası’na kadar. O coşku, o mutluluk tekrar geldi. Haftalardı dev ekranlarda birlikte izledik maçları. Çoluk çocuk, yaşlı, genç hep beraber. Dün gece yok yere kaybettik ve elendik. Aslında gökyüzü tam istediğimiz gibiydi, hava da koşullarda şahaneydi. Ama olmadı. Teknik direktör hatası mı dersiniz, takımın hatası mı, gökyüzü mü bilmem ama buradan galip çıksak her şey eskiye dönecek gibiydi benim için.
Olsun. Biz alıştık. Yine savaşırız, yenilirsek bir daha. Hangimiz her gün bunu yaşamıyor ki?
Silverstone’da bizi neler bekliyor?
F1 takviminin yarısına geldik. Hiç bitmeyen kavgalar, kazalar yaşandı bu sezon. Kalan yarıda neler göreceğiz bakalım.
Ben ve yaşıtlarımın çoğu F1’de Hamilton taraftarıyız. Hamilton’un o şahane yeteneğinin yanında, egosuz ve centilmen tavrı ona hayran olma sebebimiz. Sanırım yaşımız ilerledikçe ve başka kuşak yarışçılar geldikçe bu algı değişiyor. Biz oyunda kazanmak için her şeyi kabul gören anlayışa karşıyız. Hayatımızda da böyle olduk. Belki de hep bu yüzden kaybettik. Olsun, yine de güzel kaybettik.
Max’in hırsı
Avusturya yarışında yaşanan kaza ise hala konuşuluyor. McLaren takımı, üç kez dünya şampiyonu Verstappen'in yarışta Norris'e karşı sert savunma yaptığını ve bu nedenle FIA ile temas halinde olduklarını söyledi.
Takım patronu Andrea Stella, yaptığı açıklamada, "FIA'nın Avusturya'da olanlarla ilgili görüşünü bildirmesinden memnunuz. Bu görüş, yarış sırasında ve hemen sonrasında takındığımız tavrın doğru olduğunu teyit ediyor" dedi. Stella ayrıca, " Max'e bir uyarı, hatta siyah beyaz bayrak verilmesi gerekiyordu ve herkes bizimle aynı fikirde. Eğer uyarı verilmiş olsaydı çarpışmaya yol açan gerilimin artmasını önleyebilirdi. "
Stella, McLaren'in yarışlarda saygı çerçevesinde yarışmanın önemli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Red Bull ve Max'e çok saygı duyduğumuzu ve sadece nasıl yarıştığımıza bakıyoruz. Saygılı şekilde yarışmak istiyoruz. Takım olarak sürücülerimizden de bunu bekliyoruz. Dolayısıyla, eğer sınırları aşıyorlarsa, onlara bunun doğru olmadığını kesinlikle bildireceğiz."
Andrea Stella gayet kibar bir dille anlatmış ama bu kaza tamamen Max’in yarış kazanmak için hep yaptığı ve asla onun için sorun olmayacak bir hareket. Günün sonunda maçı kazanmakta başka bir hedefi yok. Umarım bu hırs ve ego onun sonu olmaz. Bakalım bugün Silverstone’da Max aynı gerginlik ve hırçınlıkla mı yarışacak yoksa Hamilton mütevaziliğini mi örnek alacak.