Ben istiyorum ki bu hayatta hep beraber mutlu olalım, insani şartlarda kısacık ömrümüzü geçirip gidelim. Ama ne mümkün? Her sabah daha da kaotik bir güne gözümüzü açıyoruz.
Bıktık. Yaşlandık.
Siz öyle hissetmiyor musunuz? Her duyduğunuz kötü haberde daha da umutsuz hissetmiyor musunuz? Televizyonu açmaya korkar halde değil misiniz? Kimsenin olmadığı bir yere yerleşip sadece sevdiklerinizle hayata devam etme fikri gelmiyor mu uykunuzda?
Benim geliyor.
Her gün yeni bir olay, her gün yeni bir kaos.
Katledilen kadınlar, çocuklar, hayvanlar. Yangınlar, felaketler, savaş korkusu.
İzmir’in her yeri yandı. Aynı anda 3’ü büyük olmak üzere 16 noktada yangın çıktı. 500 hektar alan tamamen kül oldu. Geri dönüşü mümkün olmayan, tarım ve orman arazilerini kaybettik.
Haziran ayı boyunca ardı ardına yaşanan onlarca kadın cinayeti. Hepsi erkeklere hayır dedikleri için öldürüldü.
Oysa ne kadar basit değil mi? Hayır.
Bianet’in verilerine göre; erkekler haziran ayında en az 60 kadına şiddet uyguladı, yedi kız ve oğlan çocuğunu istismar etti, üç çocuğu öldürdü.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre ise; 23 Haziran haftası 24 saat içinde 6 kentten 7 kadın ölümü haberi geldi. Kadınlar ayrılmak istedikleri eşleri ya da boşanmak istedikleri erkekler tarafından katledildi.
İzmir Konak’ta, Rıdvan Kahraman, 3 çocuk annesi Fatma Kahraman’ı,
İzmir Konak’ta, Sedat Mertoğlu ile boşanma aşamasında olduğu eşi Gülsüm Mertoğlu'nu,
Adana Seyhan’da Hakim Eba, boşanma aşamasında olduğu eşi Şükran Eba’yı,
Balıkesir Gönen’de Cevri Gökyıldız, tartıştığı eşi Maizer Gökyıldız ’ı,
Diyarbakır'da Hilal Kar sokak ortasında katledildi.
Antalya'da Abdülkadir Kocaoğlu Ayten Çağıran’ı,
Gaziantep'in Araban ilçesinde Fatma Mercandağı, Mehmet Emin Mercandağı tarafından katledildi.
Hepsi anne, evlat, abla, kardeş hepsinden önce insandı. Hayalleri olan, yaşamak için mücadele eden kadınlardı. O güne kadar fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet gördüler.
Affedin bizi! Sizi koruyamadık, umarım geride bıraktıklarınızı koruyabiliriz.