Yaşamı boyunca iki yüzden fazla filmde rol almıştır.
Siyah-Beyaz filmlerin unutulmaz jönüdür.
Müthiş oyunculuğuyla Yeşilçam’da birçok karaktere hayat vermistir.
O, Türk sinemasının “Taçsız Kral”ı Ayhan Işık’tır!..
Sadece yakışıklılığıyla değil, ilişkileri, nezaketi, ağır başlılığı, dostluklarıyla büyük bir iz bırakandır.
Yeşilçam’da "starlık sistemi" onunla yerleşmiştir.
Ayhan Işık, Clark Gable ile George Clooney’e benzeyen bir görünüme sahipti.
Oldukça fotojenikti.
Hani derler ya,
"kameraların sevdiklerindendi..."
Filmlerini: semtimizin yazlık sinemaları Cem ve Atlas'ta, kışlık Lâle, İmren 'de çok seyretmiştim.
**
Dönemin sinema dergisi "Yıldız“ın "Geleceğin Oyuncuları” yarışmasıyla sinemaya adım atmıştı Işık.
Ünlü yapımcı ve yönetmen Osman Seden onun için şöyle der;
"Bu dünyada hiç kimse onun kadar dakik ve işine saygılı olamazdı.
Söylenenden ön dakika evvel sete makyajını yazmış olarak gelir ve kendisinin çağrılacağı anı hiç itiraz etmeden beklerdi…"
Seden, "Kanun Namına” filminin Ayhan Işık’ın
25 yıllık krallığının başlangıcı olduğunu vurgular.
Sinema eleştirmenlerine göre de Ayhan Işık; Türk sinemasında "yiğit, mert, sözü senet olan, tuttuğunu koparan, bıçkın kenar mahalle delikanlısı" karakterlerine hayat vermiş ve bu rolleriyle beyazperdenin yakışıklı kralı unvanını kazanmıştır.
**
Ayhan Işık yaşamını yitirdiğinde en yakın arkadaşı Sadri Alışık bir "mektup" yazmıştır;
"Sayın Ayhan Işık,
Mart 79
Zincirlikuyu Mezarlığı
İstanbul
Bugün
Neriman’ın sana saksı getirdiği gündü.
Akşama kadar,
taşını, selvini, çiçeğini yeniden düzenledik.
Nedense Amerika’dan döndüğün günü anımsadım.
Ama o gün meğerse,
seninle başka bir şeyleri düzenliyormuşuz fark etmeden.
Harbiye civarında bir bardı.
Votkanı ayaklı bardakta içmek için
garsonları uyardın.
Dostça.
Sonra dostluk üzerine konuştuğun bir süre.
Bir süre de,
dostluk etmişiz böylece.
Süre dediğim de,
ömrünmüş bak sadece...
İyi geceler...
Örtünmeyi unutma
Üşütürsün.
(Sadri Alışık)
**
Bu yazı, Sedat Kaya'sız olmaz!
"Asıl adı Ayhan Işıyan’dı.
Selanik’ten İzmir’e göç etmiş bir ailenin 6’ncı evladıydı.
İzmir’in Karataş semtindeki Mithatpaşa caddesinde bir evde doğdu.
Küçük yaşta babasını kaybedince ailece İstanbul’a taşındılar.
Okudu, büyüdü, Yeşilçam’a girdi.
Soyadını değiştirdi.
O artık Ayhan Işıyan değil Ayhan Işık’tı.
Kısa sürede ünlendi.
Türk Sineması’nın kralıydı.
Bir jöndü.
Her filminde başroldü.
Yeşilçam’da herkesle arası çok iyiydi ama en çok Nubar Terziyan’ı sevmişti.
Terziyan, etnik kimliğini gizlemeyen tek aktördü.
Ona 'Amca' derdi..
Nubar Terziyan da Ayhan Işık’a 'oğlum'
Tarih 16 Haziran 1979’du.
Ayhan Işık ani şekilde öldü.
Herkes gibi Nubar Terziyan da yıkılmıştı.
Nubar Terziyan ertesi gün Ayhan Işık’ın vefatı için gazetelere bir ilan verdi.
İlanda şunlar yazılıydı.
'Oğlum Ayhan…
Dünya fanidir, ölüm herkese nasip ama sen ölmedin.
Zira geride bıraktığın bizlerin ve milyonların kalbinde yaşıyorsun.
Ne mutlu sana..
Çok kısa oldu senin için hayat.
Ruhuna fatiha, nur içinde yat.
Amcan Nubar Terziyan.'
İlân, Ayhan Işık’ın ailesini çok rahatsız etti.
Bir Ermeni'nin oğullarına 'Amcan' diye hitap etmesi yanlış anlaşılabilirdi.
Onlar da gazetelere hemen karşı bir ilân verdiler.
Şöyle yazıyordu ilanda.
'Önemli bir düzeltme.
‘Amcan Nubar Terziyan’ imzasıyla çıkan ilanla sevgili varlığımız Ayhan Işık’ın hiçbir ilişkisi yoktur.Görülen lüzum üzerine üzüntüyle duyururuz.
Ailesi.”
Tarih 18 Haziran 1979’du.
İlanı gören Nubar Terziyan’ın gözünden bir damla yaş geldi.
Sanki siyah beyaz ağladı.
O günden sonra bir daha eskisi gibi hiç gülmedi.
**
Ayhan Işık,
46 yıl önce bugün hayata veda ettiğinde sadece 50 yaşındaydı…
Anısına, sinemaya kattığı renklere, izlere saygıyla...