Duygular ile teknoloji, insanlık tarihinin hiçbir döneminde birlikte iyi anılmamıştır. Tüm teknolojik gelişmeler için insanoğlu hep yüklü bedeller ödedi. Aslında herkesin üzerinde çok da düşünmediği artık klişe bu dertten yakınmak istemezdim. Fakat Kovid-19 pandemisi yüzünden daha da bilgisayar ve telefon ekranlarına gömülmenin, insanoğluna fiziksel zararlar veren Kovid-19’dan çok daha büyük ruhsal hasarlar verdiğini her gün daha fazla deneyimledikten sonra teknolojinin verebildiği hasarlar hakkında yazmak istedim.
Evlere kapalı kaldığımız her geçen saat mutsuzluk, endişe artarken iyimserlik ölüyor. İlerleyen günlerde izlediğimiz distopik dünya temalı ne kadar film varsa hepsinin birer birer gerçek olmasını yaşamanın, zaten kırılgan ruhlarımıza kim bilir nasıl bir olumsuz kalıcı etki bırakacağını kimse tam bilemiyor. Kurtuluş için kullandığımız teknolojik cihazlar ise durumumuzu hepten daha kötü hale getiriyor olabilir.
Bu süreçte anladım ki teknolojik gelişmeleri sadece maddi getiri ve götürüsü ile değerlendirerek o teknolojik gelişmeyi hiç de iyi analiz edememişiz. Zaten bu pandemide ruh sağlığımızı korumak için içine daha da saklandığımız teknoloji, insanlık için tarih boyunca çoğunlukla bir sorunu çözdüğünde o sorundan çok daha fazla soruna sebep olan beceriksiz bir lamba cini gibi oldu. Üstelik teknoloji ne kadar karmaşık olursa hatalar da o kadar saçma veya büyük oluyor. En bariz olarak nükleer santraller, dünyayı kirleten otomobiller hatta icat olduğu için dünyanın çok daha fazla sıcak olmasına neden olan klimalar başlıca örnekler olarak verilebilir.
Ama bazı keşifler ve devamında gelen gelişmeleri ise insanoğlunun ilk olarak ruhuna ve hislerine saldırıyor. Örneğin internet ve internet reklamcılığı. Haber videoları arasında dolaşırken onlarca kişinin hayatını kaybettiği bir yangın veya savaş haberini kesip bir tavuk restoranının kızarmış tavuk görüntülerini izlettirmek algoritmik duyarsızlığın en iyi örneklerinden biri değil de nedir? İstisnasız tüm zombi temalı filmler, bir teknoloji hatasından sonra insanoğlunun zombiye dönüşmesi ile başlar. Burada ince bir metafor dahi yoktur. Aleni olarak ortak inancımız açıktır. Teknoloji her ilerlediğinde insanoğlu daha da zombileşiyor.
Peki gerçekten teknoloji bu kadar suçlu mu? Her teknolojik gelişme, insanoğlunu hem fiziksel hem ruhsal olarak daha da mı kötüye götürecek. Aslında sorun teknolojik gelişmelerde değil. Zaten öyle olsa dahi tüm dünyayı mağaralara dönmeye ikna mı edeceğiz? Hayır sorun bir teknolojik gelişmeyi üzerinde detaylı düşünmeden Ar-Ge yapmadan, kaliteden ve malzemeden tavizler vererek kullanıma sunmaktan kaynaklanıyor. Örneğin önce hızlı gitmek için otomobili icat ettik, sonra emniyet kemerlerini. Neredeyse o otomobilin icadından tam elli sene sonra en nihayet biri sürücü ve yolcuyu omzunun üzerinden geçen bir kemer ile koltuğa bağlamayı akıl edebildi.
Yani insanoğlunun sorunu teknolojik icatlar değil. Sorun, ilerisini, gerisini düşünmeden bir an önce isteklerine kavuşma hırsı. Büyük bir şeyi icat etmenin veya insanların kullanımına sunmanın eğişinde iseniz o teknolojik icadın mutlaka iki aşaması olmalı. Birinci aşamada o teknolojiyi icat ederken, ikinci aşamada vereceği yan hasarları çok daha dikkatli incelemelisiniz. Bu aşamaları peşi sıra yapmak sözde kolay ama uygulamada neredeyse çok zor ve imkansız süreçlerdir. Bir teknolojinin kusurlarını kapatmak o teknolojinin icadından yıllar sonra bile sürebilir. Ama bu süreç çoğu zaman o teknolojinin icadından bile daha değerlidir. Ülkelerin ilerlemesi ve zenginleşmesi de yeni teknolojiler icat etmek kadar var olan teknolojilerin mükemmelleştirilmesiyle de sağlanır. Ama insanoğlunun bir teknolojinin mükemmelleştirilmesinden anlaması gereken, o teknolojik gelişmenin sadece fiziksel olan yönlerinin değil, insan ruhuna etki eden yönlerinin de mükemmel hale getirilmesi olmalıdır. O zaman o teknoloji gerçekten insana yararlıdır denebilir. Bu düşünceden uzak her keşif insanoğlunu biraz daha zombiye çevirirken, geleceğimizin, gezegenimizin yok olmasına sebep olacak bir başka berbat icat olmaktan başka bir şey olmayacaktır. Sağlıklı günler dilerim.