Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem sonrası bölgeye gönderilen yardım malzemeleri bir emniyet şube müdürü tarafından çalındı.

Hakkında adli ve idari soruşturma başlatılan müdür, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı. 
Tekirdağ’dan takviye kuvvet olarak Gaziantep-İslahiye’ye gönderilen Çevik Kuvvet Şube Müdürü Yadigar I, görevin tamamlanmasından sonra geldikleri resmi otobüse depremzedelere ait yardım malzemelerini yükleyerek Tekirdağ’a götürdü. 
Hırsızlığı, aynı şubede çalışan memurların ihbarı ortaya çıkardı.
Tekirdağ Asayiş Şube Müdürlüğü’nün yapmış olduğu kamera tespit çalışmalarında emniyet müdürünün evinde; 1 jeneratör, 6 çadır, 9 şişme yatak, 5 uyku tulumu, 5 yağmurluk,  5 seyahat çantası, bere ve botları çaldığı  tespit edildi. 
Emniyet müdürü hakkında yağma suçundan soruşturma başlatıldı. Savcılık ifadesinin ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen müdür Yadigar Işık çıkarıldığı nöbetçi mahkemece adli kontrol şartıyla-serbest bırakıldı. Savcılık karara itiraz ederken, Tekirdağ Valiliği emniyet şube müdürünü açığa aldı.
İtirazdan sonra Işık tutuklandı...

xxxx

Deprem bölgesinde vatandaşın malının yağmalanmaması, çalınmaması için görevlendirilen bir polis müdürü...
Yardım malzemelerini çalıp evine götüren....
Devletin bir memuru, emniyet müdürü rütbeli bir kişi!
Namussuzluk... Haysiyetsizlik... Vicdansızlık...
Utanmazlık bu!..
Nereden tutsan elinde kalıyor…
Emniyet teşkilatının -resmen- yüz karası bir polis!
Ve bu rezilliği yine ortaya çıkaran onurlu polisler!
Bir yanda da 4 hafta olmuş, her gün saatlerce çadır, erzak, ısıtıcı kuyruğunda bekleyen depremzedeler… 

xxxx

Yazıyı yazarken ekrandaki görüntülere gözüm takılıyor. 
Bölgedeki bir çadırkentten…
İki kadın çadırda yaptıkları ekmekleri bir tepsiye koymuşlar, çadırkentte görevlendirirlen asker ve polis memurlarına ikram ediyor.
Bir polis memuru arkadaşları adına teşekkür ediyor,
“Bizim her şeyimiz var. Sağ olun. Siz diğer komşularınıza verin. Sizlerin bir arzusu varsa, çekinmeden söyleyin” diyor, almak istemiyor.
Kadınların ısrarı üzerine de bir küçük ekmeği alıyor…
Buyrun, bu da erdemlilik, mütevazılık örneği …

xxxx

Yine şiire sığınıyorum, Ataol Behramoğlu Usta'ya, “Erdem ve Erdemsizlik  Üzerine”nin dizelerine;
“Utanç insana özgü bir duygu sanılır
Utanan hayvanlar gördüm ben
İnsanlar tanıdım buna karşılık
Utanmak nedir bilmeyen
 
Öyle zamanlar gelip çattı ki
Olağan sayılır oldu arsızlık
Utanç utanıp çekildi köşesine
Esip gürlüyor utanmazlık
 
Yalan insanlık ayıbı sanılır
Oysa bir tek odur yalan söyleyen
Yalan söylemez kedi, kuş, börtü böcek
Yalan söylemez hiçbir sürüngen
 
Her yandan yalanla kuşatılmışız
Yalan gerçek olmuş hakikat yalan
Yalan akıyor gazetelerden
Televizyon kanallarından
 
Ahlâk insana özgü bir erdemdi
Şimdi ahlâk öğütlüyor ahlâksız
Katil imdat diye yırtınıyor
Hazine bekçisi olmuş hırsız
 
Vicdan insana özgü bir erdemdi
Öyle sanılırdı bir zaman
Artık antikacı dükkânlarında
Bir metadır ender bulunan
 
Sözünün eri olmak bir deyimdi
Doğru insanı tanımlayan
Şimdi baş köşede ağırlanıyor
Dün tükürdüğünü bugün yalayan
 
Cesaret insana özgü bir erdemdi
Ona yaraşan bir kimlik
Bir korkaklık ordusu
Türedi üniformalı üstelik
 
Ama bir özellik daha var insanda
Küllerinden yeniden doğmak
Hayır diyebildiğinde celladına
Zafer erdemin olacak…”

Not:

Pazar günü Bursa’da oynanan Bursaspor-Amedspor maçında; 90’ları, faili meçhullü dönemi hatırlatan pankart, slogan ve posterleri, spor alanlarına yakışmayan kaygı verici görüntüleri, yeteri kadar güvenlik önlemleri almayanları kınıyorum.