"-Hiç bitmeyecek mi senin bu okuman? -Bitmeyecek. -Hiç mi? -Hiç. -Niyetin kâtip olmak mı yani? -Hayır. -Ya? -İnsan olmak."

‘’İnsan dediğin insanların uğruna canını feda etmeli, edemedi mi, kalabalık etmemeli dünyamıza! ‘’
***

"İnsanın gâvuru, Müslümanı olmuyor arkadaş.
İnsanın insanı, insan oluyor!"
(Grev)

**
"Olma kula kul, öpme el ayak, kirlenmesin ağzın. Ya ver canını insan için
ya da etme kalabalık dünyamıza..."

**
"Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır..."

**
"Dünya bir penceredir her gelen baktı geçti" (Hanımın Çiftliği)

**
"Eşe dosta selam, İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım, karınca kararınca bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım, kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir."

**
56 gibi kısa bir yaşama onlarca yapıt sığdıran Orhan Kemal'in en sevdiğim sözleridir...

**

WhatsApp Image 2023-09-15 at 12.03.45

Orhan Kemal...
Çukurovalı edebiyat yıldızımız kalem...
Özdemir İnce'nin ifadesiyle;
"Orhan Kemal bizim Maksim Gorki’miz, İgnozio Silone’miz, Emile Zola’mızdır."
O,
"Bereketli Topraklar Üzerinde’', ‘'Eskici ve Oğulları’', ‘'Cemile’' ve ‘'Murtaza’'dır...
Romanları ve öykülerinde kullandığı dil, "futbol oynarken takım arkadaşlarının, fabrikalarda çalışan işçilerin veya tarlalarda çapa yapan, pamuk toplayan ırgatların, köylülerin ve şehirlilerin konuştuğu dildir.”
Ne güzel anlatır bu şiiriyle Adnan Yücel Usta'yı;
"Ne zaman sulara sorsam su diliyle seni
Elinde yüreğini kamçılayan bir kitap
Seyhan kıyılarındasın
Yüzünü baçların kucaklamış yine
Orhan Kemal’in sıcaklığındasın
Ne zaman ağaçlara sorsam ağaç diliyle seni
Dilinde pınar akışı bir türkü
Toros yaylalarındasın
Saçların belinde çiçek büyütüyor yine
Karacaoğlan’ın sevda sıcaklığından.” 

**
Çok iyi bir gözlemcidir
Orhan Kemal.
Yaşadıklarını yansıtır.
Adana'yı, İstanbul'u  dere tepe mahalle mahalle gezip defterine aldığı notları birleştirerek karakterler, (örneğin Murtaza ya da Müfettişler Müfettişi) roman ve öyküler oluşturmuştur.
Umudu, yoksulu, işçiyi emekciyi, ezilenleri, sessizleri, ekmek kavgası yapanları yazmıştır.
Yalın, oldukça sade, hızlı, akıcı bir dille.
Onun insan sevgisi, Adalet Ağaoğlu'nun tanımıyla; "kahramanlarının üzerinde bir şeffaf örtü" gibidir...

**
Cezaevi yılları Orhan Kemal’in yaşamında bir dönüm noktasıdır.  Bursa’da yatarken Nâzım Hikmet, bulunduğu cezaevine nakledilir.
Kısa sürede Nâzım’la dost olur, koğuşuna taşınır.
Şiirlerini Nâzım’a okuduğunda tepki alır önce.
Şiir konusunda oldukça titiz Nâzım, yazdıklarını beğenmemiştir.
"Sizde, sanat için iyi bir kumaş var, muhakkak….
Roman, öykü yazın" der Büyük Şair.

**
Öyküler çeşitli dergilerde yayınlanmaya başlamıştır.
Nâzım, Orhan’ın “Güllü” ve “Asma Çubuğu” adlı öykülerini İlkadam Gazetesi’nde gece sekreteri olan Kemal Sülker’e gönderir ve telif hakkı alınmasının önemini vurgulayan bir de not ekler.
Kemal Sülker öykülerin altına "Orhan Kemal" takma adını yazar. Böylece Raşit Öğütçü" gitmiş, "Orhan Kemal" adı doğmuş olur.
İlk romanı “Baba Evi” Orhan Kemal’in hapishaneden çıkışından beş yıl sonra Varlık yayınlarınca basılır.
Onu öyküleri ve öteki romanları izler. 
En büyük destekçisi de Nazım Hikmet'tir...

**

WhatsApp Image 2023-09-15 at 12.03.45 (1)

Oğlu Işık Öğütçü ne güzel bir doğum günü paylaşmış? ;
"Küçüksaat’teki işçiler, ırgatlar, patozcular, çırçır fabrikaları, Yüreğir’in Bereketli Toprakları, Arkasızlar-Hırkasızlar unutmadılar seni... Unutamazlar da, onların tek ‘kıyakçısı’ sendin..." 
Türk romanın ve öyküsünün kilometre taşlarından Orhan Kemal bugün 109 Yaşında.
Edebiyata, yaşamımıza kattığı izlere, renklere saygıyla...