Geçtiğimiz günlerde İzmir Çiğli’de öyle bir olay yaşandı ki “Dağdan gelip bağdakini kovmak” deyişini akla getirdi. Ama bu sefer kovulanlar kelimenin tam karşılığıyla dağda yaşayanlar oldu.
Biliyorsunuz inşaata doymayan bir ülkeyiz. Ekonominin bozulması, halkın alım gücünün azalması ve kentlerin betona gömülmesine rağmen her boş yerde mantar gibi binalar dikilmeye devam ediyor. Sitelerin alanları genişledikçe bu bölgelerde yaşayan sahipsiz hayvanlar da bazılarına dert oluyor.
*
İzmir’de konut projelerinin giderek dağ tepelerine doğru yayıldığı bölgelerden biri de Çiğli. Yazının girişinde bahsettiğim olay Çiğli Evka-5’te yaşandı. Birkaç vatandaş, dağlık bölgede yaşayan köpekleri buradan kovmak için taş, sopa ve yetmemiş olacak ki silah kullanmayı tercih etti.
Köpeklerin saldırgan oldukları gerekçesiyle şiddete başvurulmuş.
Zaten hayvana şiddet uygulayanların ilk savunması bu olur!
Diyorum ki; acaba köpeklerin saldırganlığının nedeni, yaşam alanlarının giderek daralması ve üzerine bir de onlara düşmanlıkla yaklaşan insanlar olmasın?
*
Zavallı köpeklerin fotoğrafları ve hatta video görüntüleri sosyal medyada mevcut. Karnında saçma deliği açılmış, vücudunun birçok bölgesinde taşlanmaktan yaralar oluşmuş canların hali vicdanı olan herkesin içini acıtır.
Olayla ilgili görüntülerin sosyal medyaya yansıması ve HAYTAP’a gelen ihbar sonrasında, federasyonun İzmir Temsilcisi Esin Önder hemen harekete geçmiş. Telefonda görüştüğüm Önder, Evka 5’te söz konusu bölgede sadece birkaç kişinin köpeklere karşı olduğu; bu kişilerin de hayvanlara senelerdir taşla sopayla saldırdığı ve son olarak da havalı tüfekle ateş etmeye başladığı bilgisinin HAYTAP’a iletildiğini anlattı. Dinlerken hem üzüldüm hem öfkelendim.
*
HAYTAP adına suç duyurusunda bulunan Önder, olayla ilgili Çiğli Kaymakamlığı, İlçe Tarım Müdürlüğü, İlçe Belediyesi ve Müftülüğe gönderdiği dilekçede şu ifadeleri kullanmış:
“Bu kişiler köpeklerin saldırdığını söylemektedir. Taşla, sopa ve tüfekle şiddet gösterilince sakin kalmaları mümkün müdür?
Kaymakamlık makamınca, İçişleri Bakanlığı’nın 11.10.2020 tarihli genelgesindeki madde 1’in gereklerinin acilen uygulanmasını, şiddet gösterenlere idari ceza verilmesini ve tüfeklere el konulmasını, belediyemizce köpeklerin doyurulması için mama takviyesi yapılmasını ve Çiğli Müftülüğünün can dostlara yapılan şiddetin önlenmesi için hutbe okunmasını rica ediyoruz.”
Kendini kelimelerle ifade edemeyen, hakkını arayamayan, tek derdi yaşamak olan hayvanlara yapılan şiddetin dün olduğu gibi bugün de karşısındayız. Çiğli’deki olayın da takipçisi olmaya devam edeceğiz.
* * *
Dünyanın en kötü kokan çiçeği yok olmanın eşiğinde
Dünyadaki en büyük çiçeklerden biri olan Rafflesia, dev taç yapraklarıyla çiçek açarken, çürük et kokusunu andıran bunaltıcı bir koku yayıyor. Kokusu nedeniyle insanların uzak durduğu bu nadir çiçeklerin yaşam alanlarının %67’si yok olma tehlikesi altında. Popular Science’da yer alan makalede şu bilgiler yer aldı: “Ceset çiçekleri olarak da bilinen Rafflesia, Tayland, Endonezya, Malezya, Brunei ve Filipinler’in tropik ormanlarında sarmaşıklara bulaşan birer parazit. Parazit, tahmin edilemeyen aralıklarla bir asmanın kabuğundan giren lahana benzeri bir tomurcuk üretiyor ve bu yapı nihayetinde 1 metre genişliğe çıkan, beş loblu dev bir çiçek halini alıyor. Çiçek, çürük et kokusuyla sinekleri kendine çekiyor. Gizli kalma kabiliyeti sebebiyle, botanikçiler bitkiyi çok az anlayabilmiş. Yeni türler halen keşfedilmeye devam ediliyor. Rafflesia’nın bilinen 42 türü ciddi tehdit altında ancak IUCN Tehlike Altındaki Tür Kırmızı Listesi’nde sadece bir tür yer alıyor. Bilim insanları IUCN’nin sınıflandırma ölçütüne göre 25 türü Ciddi Tehlike Altında, 15 türü de Tehlike Altında şeklinde sınıflandırmış.”
*
DÜNYADAN BİHABER
En Komik Vahşi Yaşam Fotoğrafları yarışıyor
Doğal yaşamı koruma adına farkındalığı yükseltmek amacıyla kurulan Comedy Wildlife Photo’nun 2015 yılından bu yana dünya çapında düzenlediği Komedi Yaban Hayatı Fotoğrafçılığı Ödülleri’nde bu yılın finalistleri belli oldu. Çok sayıda gülümseten enstantane arasından büyük ödüle layık görülen fotoğraf 23 Kasım’da açıklanacak.
Her yıl düzenlenen yarışma, vahşi doğada komik pozlar veren ve komik yüz ifadeleri sergileyen hayvanların komik fotoğraflarını öne çıkarıyor. Yarışma sadece güldürmenin ötesinde yaban hayatı koruma organizasyonları için de para topluyor.
Alanında tanınmış isimlerden oluşan jüri heyeti kazanan görselleri seçerken halk da yarışmanın resmi web sitesi üzerinden Affinity Fotoğrafı Halkın Seçimi Ödülü'nü kazanmak için favori fotoğraflarına oy verebilecek. Üstelik kazananı oylayan kişiler arasında yapılacak çekilişle bir kişi 500 sterlin para ödülünün de sahibi olacak.
Comedy Wildlife Photo’nun resmi web sitesinden yarışma ile ilgili yapılan açıklama ise şöyle:
“İşte başlıyoruz! Gezegendeki en komik vahşi yaşam fotoğrafları için güzel bir yıl daha. 41 muhteşem finalist fotoğrafın yanı sıra bu yıl Video ve Portföy kategorilerinden de en iyiler var.
Binlerce kare arasından finalistleri seçtik, fotoğrafları eleyebilmek için çok uğraştık çünkü hepsi çok iyiydi. Ama sonunda başardık! Ve şimdi, Affinity Photo'nun sponsorluğunda düzenlenen Halkın Seçimi Ödülü'nde de değerlendirme şapkanızı takıp favorinizi seçmek size kaldı. Oy vermeyi unutmayın.”
*
BİZİM GEZEGEN
Mikroplastik lifler çok daha uzağa seyahat edebiliyor
Endüstriyel işlemler sonucu ortaya çıkan mikroplastik parçacıklar ve şişe gibi nesnelerin atıkları, derin denizler de dahil olmak üzere okyanusun hemen her yerine yayılmış durumda. Okyanuslardaki plastik atıklarına dair binlerce araştırma mevcutken mikroplastiklerin havada taşınması konusu son döneme kadar kapsamlı olarak araştırılmamıştı. ABD'li bilim insanları ise bu duruma el attı.
Mikroplastiklerin şekillerinin havadaki hareketlerini etkilediğini ortaya koyan araştırmacılar; uzatılmış şekildeki mikroplastik liflerin diğer şekillerdeki plastik atıklara göre çok daha uzağa yayılabildiğini tespit etti. Çalışma kapsamında, Cornell Üniversitesi ve Utah Eyalet Üniversitesi ekipleri mikroplastik parçacıkların etrafındaki türbülanslı hava akışını modelledi. Mikroplastiklerin atmosferdeki aralığının, bu kirletici maddelerin şekillerine oldukça duyarlı olduğu bulundu. Sonuçlar okyanusun önceki modellerin gösterdiğinden daha büyük bir mikroplastik kaynağı olduğunu da ortaya koyarken mikroplastik liflerin hava yoluyla her yere dağıldığını da gösterdi.
Etkileri tam olarak bilinmemekle birlikte, mikroplastik birikiminin toprak ve bitki süreçlerini bozabileceği ve zararlı kimyasallar için bir vektör görevi görebileceği yönünde endişeler bulunuyor.
Nature Geoscience'da yer alan araştırma, mikroplastiklerin atmosferik taşınmasına ilişkin süreçlerin doğru bir şekilde ele alınmasını gerektirdiğini gösterdi. Okyanusun zaten bir plastik çöplüğü haline geldiğini belirten araştırmacılar, mikroplastiklerin sadece denizde değil havada ve her yerde olduklarının altını çizdi.
*
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
Cennetlik patiler
Köpeklerin cennette olmayacağını düşünüyorsunuz! Söylüyorum size; hepimizden çok daha önce orada olacaklar.
-Robert Louis Stevenson (İskoç yazar ve şair)
