Aslında ilk sıkıntılar 2022 yılında oynanan Bandırmaspor-İstanbulspor 1. Lig playoff finali ile başlamıştı.

O maçı İstanbulspor 45+9 dakikada atılan penaltıyla 2-1 kazanıp Süper Lig'e çıkarken Bandırmaspor'un maçın hakemi Halil Umut Meler'e yönelik şikayetleri elbette duymazlıktan gelinmişti.

Çünkü o; Cüneyt Çakır'ın ardından MHK tarafından parlatılan yeni "altın" çocuktu.

Çakır gibi UEFA'da iyi maçlar alırken, içerde durum hiç de öyle değildi..

Her gelen MHK'nın her önemli maça gönderip  adeta limon gibi suyunu sıktığı HUM için iki sezondur işler hiç de iyi gitmiyor.

HUM'un maçlarını yakından izlersek kritik pozisyonlarda çok sayıda yanlışının olduğu ve bunların VAR'da düzeltildiği bazılarının ise öylece kaldığı dikkatlerden kaçmayacaktır.

Aslında ülkede özellikle son 3 sezondur genel olarak öyle fahiş hakem faciaları yaşanıyor ki, "altın!" çocuğun büyük hataları da bu çığ gibi yanlış düdükler içinde kaybolup gitti..

Nihayet tarihler 11 Aralık 2023'ü gösteriyordu. Bir kulüp başkanı bir Süper Lig maçında bir FIFA hakemini yumrukluyordu ve o hakem Türk hakemliğinin yüzakı(!) Halil Umut Meler'di. 

Dünya çapında yankı uyandıran olayın ardından dönemin TFF Başkanı sanki kendisi “sütten çıkmış ak kaşıkmış” gibi kameraların önüne çıkıp, “Yiteeeer” diye bağırırken,  önce "bıraktı" haberleri çıkan HUM ise daha sonra "devam" kararı verdi.

Başkentteki olayın ardından başta statlarda çiçeklerle karşılandı. Ancak hiçbir şey artık eskisi gibi değildi. Zaten kritik kararları her zaman tartışma konusuyken, özellikle sosyal medyada özgüveni de sorgulanır hale geldi.

Geçtiğimiz sezonun en kritik maçlarından Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasında görevlendirildi.. 

HUM patlayıcılar da dahil olmak üzere binlerce maddenin yağdığı maçı 60. dakikada tatil etmekten korktuğu için 90 dakikanın sonunda neredeyse Türk futbol tarihinin en büyük facialarından birinin eşiğinden dönüldü.

Ama bitmiyordu işte... Sezonun son haftalarıydı. Ligde kalma mücadelesi veren Kayserispor ile Konyaspor arasında oynanan maçın ardından iki taraf da adeta ateş püskürüyordu HUM'a..

Öyle ki; yumruklandığı karşılaşmanın ardından HUM'a en büyük desteği veren Kayseri başkanı bile bu maçta sahaya girmeye teşebbüs etmiş ve güvenlik görevlileri tarafından zor tutulmuştu. 

Tam 9 dakika duran oyunun ardından iki taraf  da çok ağır eleştirilerde bulunuyordu Türk Hakemliği’nin 1 numarasına!!

Hepsi bir yana HUM'un ikinci bir başkent faciası yaşamamak için objektif kararlar vermediği bile iddia edildi.

Bütün bunlara rağmen ülkeye doğru dürüst MHK'ler gelmediği için  hakemin hiçbir kıymeti yoktu.

Bakmayın yaz döneminde HUM’un EURO 2024'te görevlendirildiğine. 2 grup ve 1 de son 16 maçında fazla göze çarpmadı.

Ülkede yine MHK değişti ama zihniyet değişmedi. 

HUM'un yönettiği olaylı Trabzon-Fener maçı orada dururken, Şampiyonlar Ligi'nden 51 saat önce Kasımpaşa-Fenerbahçe maçında görevlendirilen HUM, ikisi kesin, biri tartışmalı 3 penaltıyı yine göremedi ve eleştiri oklarının hedefi oldu.

Bu psikoloji ile çıktığı Real Madrid-Stutgart maçı da ne yazık ki; iyi geçmedi. 

Öyle ki; soğukkanlılığı ile ünlü Real Madrid Teknik Direktörü Carlo Ancelotti bile çileden çıkarak maç sonunda sahaya girip fırçaladı bizim "altın" çocuğu.

Şampiyonlar liginin ilk maç gününde en çok konuşulan konu Bayern'in 9-2'lik Dinamo galibiyetiyse, ikincisi "Don Carlo"nun HUM'a ayar vermesiydi.

Aslında herşeye rağmen MHK'nin bu haftaki Fenerbahçe-Galatasaray maçında da HUM'u görevlendirmesini bekliyordum ama ilk kez beni yanılttılar!!!