“Hiç kimsenin inancından, kimliğinden, yaşam tarzından ötürü ötekileştirilmediği bir Türkiye istiyoruz” diyordu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün İstanbul’da düzenlenen CHP’nin “Yurt dışı Örgütlenme Çalıştayı”nda. Bu mesaj, günümüzde yaşamsal bir öneme sahip. Gün geçmiyor ki, yeni bir yasakla karşılaşmayalım. Bu yasakların büyük kısmı kimlik ve yaşam tarzı ile ilgili. Bir kaymakam, Zeytinli Rock Festivali’ni, bir diğeri Gökçeada’da ‘Meryem Ana Panayırı’nı yasaklayabiliyor. Her yıl 15 Ağustos’ta, dünyanın dört bir yanından Gökçeada kökenli Rumun katılımıyla gerçekleşen geleneksel panayıra, 17-21 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşmesi planlanan Zeytinli’deki Rock Festivali’ne yönelik yasaklama kararlarına karşı tepkilerin süreceği anlaşılıyor. Bakalım geri adım atacaklar mı?Sorunlarımız, bu yasaklamalarla sınırlı değil elbette. Alevi yurttaşlarımızın Cem Evleri’ne ibadethane statüsü verilmesi talebi bir türlü karşılık bulmuyor (15 Ağustos’ta Alevi örgütleri Hacı Bektaş’ta “Dergahımızı İstiyoruz” diye haykıracak); bir üniversitemizde Kürtçe söyleyecek diye değerli bir sopranonun konseri için salon tahsisi yapılmıyor. Kürtçe yazan, Kürtçe söyleyen, oyun oynayan yurttaşlarımızın ifade özgürlüğü bıçak sırtında. Bütün bunlara karşı ‘hogörü’nün gerekliliğinden söz edecek değilim. Çünkü, ‘hoşgörü’, tahammül etmek gibi yukardan bir bakış içeriyor. Bir bilim insanımız “Bir zamanlar ne güzel birlikte yaşardık, kimin Kürt, kimin Ermeni olduğunu bilmezdik” mealinde bir şeyler söylemiş. Bu güzellemeye katılmak mümkün değil. Evet sorun çıkmazdı, çünkü kimliklerini ifade etmeye korkardı bu insanlar. Birlikte yaşamak, farklı kimlikleri tanımayı, geçmiş hatalarla yüzleşmeyi içerir. Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” ifadesi, geçmişte ‘ötekileştirilen’ yurttaşlarımızla bir arada yaşamanın anahtarını sunuyor.

İzmir’de farklı kimliklerin kendilerini özgürce ifade edebildiği pek çok etkinlik yapılıyor son zamanlarda. Bunların değerini bilmek, bu etkinliklere sahip çıkmak gerekiyor. Kent gözlemcisi Orhan Beşikçi, İzmir’de farklı kültürlere ait mekanların harabe hallerinden kurtarılması için yoğun bir çaba gösteriyor. Başkanımız Tunç Soyer de bu taleplere duyarsız kalmayıp, gereğini yapıyor, eldeki imkanlar kadarıyla. Alevi yurttaşların Muharrem ayı ve Aşure Günü, Yahudi cemaati ve Nesim Bencoya’nın çabaları ile gerçekleştirilen İzmir Sefarad Kültür Festivali, Ermenilerin Vartavar Bayramı, Afro-Türk Derneği’nin düzenlediği Dana Bayramı gibi etkinlikler, bu kentteki farklı kimliklerin kendilerini ifade etmelerine, diğer hemşerilerimizin de bu kültürleri tanıyıp sevmelerine yol açıyor.

Gazeteci- fotoğraf sanatçısı Lütfü Dağtaş’ın, önceki akşam Urla’da Köstem Zeytinyağı Müzesi Sanat Galerisi’nde açtığı “Yavuthane” adlı fotoğraf sergisini bu bağlamda önemli buluyorum. İzmir’deki Yahudi kültürünün önemli simgelerinden, İspanyol Yahudilerinin ‘kortijo’ dedikleri evlerin son kalan örneklerinden, İzmir’in toplumsal yaşamında dayanışmanın tipik bir örneğini oluşturan ‘Yavuthane’ler (Yahudihane sözcüğü İzmirlilerin dilinde Yavuthane olmuş zaman içinde) dar zamanlarda dayanışarak bir arada yaşayan yurttaşlarımızın yaşadıkları mekanlar. Genellikle bir avluyu çevreleyen ve tek odalı yaşam alanlarından oluşan, ortak mutfak, banyo ve tuvaleti olan iki katlı yapılar. Yoksul Rumların da birlikte yaşadığı yapılar varmış, Rumhane denilen…

Yavuthane kültürünün ayakta kalabilmiş son örneklerinden -şimdi bir otel olarak kullanılan- Basmane’deki bir yapıya çeşitli disiplinlerden sanatçıları davet ederek fotoğraflarını çekmiş. Böylelikle, İzmir’in bir kültür mirasını tanıtırken, sanatçılarımızın dikkatini de bu noktaya çekiyor. Sergide, Ahmet Büke, Ataol Behramoğlu, Bedri Karayağmurlar, Çetin Erokay, Eray Özbek, Ercan Akyol, Feyzi Tuna, Genco Erkal, Gören Bulut, Gülsin Onay, Gürol Tonbul, Hasan Özkılıç, Hülya Savaş, Hüseyin Yurttaş, İrfan Ertel, Mavisel Yener, Nedim Gürsel, Reyhan Abacıoğlu, Semih Poroy, Şenol Tilki, Turgut Çeviker, Umur Türker, Yaşar Ürük, Yusuf Tuvi, Yücel Erten, Yüksel Pazarkaya gibi isimlerin aralarında olduğu 75 yazar, çizer, sahne sanatçısı, müzisyenin fotoğrafları yer alıyor. Artık aramızda olmayan sanatçı dostlar da var aralarında: Muzaffer İzgü, Tarık Dursun K, Özdemir Nutku, Umur Bugay, Jale Birsel, Erden Kıral gibi… Kendi dinimizden ve kökenimizden olmayan yurttaşlarımızı ötekileştirmeden, birlikte yaşamayı becerebilmek için bu kültürlerin yarattığı değerleri tanımak gerekiyor. Bu amaç doğrultusunda çaba gösteren Lütfü Dağtaş, Orhan Beşikçi gibi aydınlarımıza, Yavuthane sergisine ev sahipliği yapan Levent Köstem’e ve kültür değerlerimize sahip çıkan yerel yönetimlerin yönetici ve çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek az.