Barışın, aydınlanmanın, umudun, doğaya ve insana saygının, sevginin, yaşama tutunmanın, özgürleşmenin, düşlerin, kurguların, imgelemlerin egemen olduğu bir evrendir şiir.
Devinimlidir, işlevseldir, eylemcidir, dirençlidir.
Duygunun avlusuna da açar sofrasını, düşüncenin sonsuzluğuna da yazar sözlerini. Yereldir, ulusaldır; ama evrenseldir de.
***
Dünya karmaşanın, dalaşmanın, çatışmanın, kırımın, egemen güçlerin, silah tüccarlarının, öldürüm timlerinin, kıyımcıların, kan içicilerinin sarmalında!
Şair yaşamın gerçekliğinin bilincinde, çağına tanık, açmazların, sorunların içinde doğru algılayan, akılcı sorularla araştıran, gündemi ve zamanı sorgulayan eleştirel yapıyla da ayrımını ortaya koyandır.
Kuşkusuz bunca sorumluluklar, edimler, işlevler, görevler yüklediğimiz şair, insanüstü müdür diye sorulabilir. Değil elbette.
Şair de sever incelikle; şair de aşık olur, hayaller kurar, kurgu alanını genişletir; şair de nefret eder, hüzünlenir, kırılır; ama şair aynı zamanda düşsel olanın ötesinde, sözüyle, söylemiyle, diliyle, aklıyla, birikimiyle, düşüncesiyle toplumun önünde bir sorumluluk da yükler şiirine.
Bu yanıyla da şair, toplumcu tavrını halkın acılarının çevresinde buluşturuyorsa, şiir serüveni boyunca sözlerini, sözcüklerini, dizelerini insanın burkulmuş, kırılmış, acı ve kırgınlıklarla örselenmiş yaşamına doğrultuyorsa, toplumcu, gerçekçi çizgisiyle görevini yerine getiriyorsa, elbette ona saygı duyarız.
***
Ülkemizde 1999 yılından bu yana kutlanıyor Dünya Şiir Günü. Ülkemizin çok sayıda kentlerinde şiir buluşmaları, etkinlikleri, şenlikleri yapılıyor. Elbette kıvanç verici. Bunca şiir buluşmalarına, etkinliklerine karşın şiir kitaplarının çok okunduğunu, çok satıldığını söylemek olanaksız. İyi şiire, iyi şaire koşmalıyız, okumalıyız, paylaşmalıyız yine de içimden hep bunlar geçer; şiir her zaman, şair her zaman…
Bu yıl Dünya Şiir Günü bildirisini Hilmi Yavuz kaleme almış. Yeni şiir kitabı “Rüya Şiirleri’ ile 2025 PEN Şiir Ödülü’ne de değer görülmüş. Olumlu olumsuz sözlere, tepkilere saygılıyım.
Eksikleri, yanlışları, zaman içindeki eğrilerine karşın şair kimliğini yadsımak olanaksız Hilmi Yavuz’un.
PEN Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu “İşlek bir düşüncenin, imgelem gücünün ürünleri olan her yapıtıyla gündeme yeni konular getiren, tartışmalar açan ve ateşleyici kıvılcımlarıyla ilgi uyandıran” Hilmi Yavuz’u ödüle değer gördüğünü açıkladı.
90 yaşına bir adım kalmış Yavuz’un şiir bildirisinden bir bölümü paylaşmak isterim:
“Tarihin acımasız ironisi: Nazi soykırımın mağdurlarını, bu kez bir soykırımın gaddarlarına dönüştürdü; mazlumlar zalim, acınasılar acımasız oldular.
Soralım şimdi: Gazze’den sonra şiir yazılamaz mı? Ama yazılmalı: Dünyamızı iğrenç çirkinlikleri, iblisçe kötülükleri ve budalaca yanlışları, şiirin lirik varlığı arındırmıştır çünkü –ve arındırmayı elbette sürdürecektir.”
ŞAİR AYHAN CAN’I ANMAK
Her 21 Mart ’a ererken gün, bir hüzün de kaplar içimi. Şiirine aşkı, sevdayı, coşkuyu, toplumsal olguyu da katan, şiir yoldaşım dediğim şair Ayhan Can’ın da ölüm yıldönümüdür.
Belki 19 Mart gecesi, belki 21 Mart sabahı... Seferihisar Doğanbey’deki evinde, yatağında ölü bulunmuştu şair!
Güllerinin şiir gibi koktuğu...
“Yeryüzünü ve gökyüzünü şiirlerle birleştirdim” dediği Doğanbey’deki evden ses kesilmişti, kalem susmuştu!
1970 TRT Şiir Kitabı Başarı Ödülü’nü alan Gül devrimi şiirinden bir bölümü paylaşarak, ona yeniden merhaba diyorum:
“mermer yüreğinize dadanmış / inatçı güneşi sonsuz sevginin / söylediğim bu umutlu şarkılar / her yanımda açan devrim gülleri / yüreğinizi kanatmak içindir sizin”