Gün güne uzak, gün güne tuzak!
Ama o yürek var ya o yürek; bir isyan bayrağını açar günü gelince; gücünü sunar, gürültüsünü taşır sokaklara, alanlara; çağlayan olur, akar nehirden nehire…
İlk şiir kitabım YÜREK SÖYLENCESİ’nde yer alan bir şiirime şöyle başlamışım:
Kiminde tekmil duygu / Kiminde kan kırmızı zulüm
Ya gül kokulu bahardır / ya da nar gibi hüzün
Sonra da demişim ki “Onurun ve namusun dostu / Düşmanı soysuzluğun / Sevgi işlevcisi / Adam gibi adamın / Yürektir bu yiğidim!”
***
1998’de yayımlanan ilk şiir kitabımın yayınına olanak sağlayan, katkı koyan, emek veren Okan Yüksel’i, Beşeri Yayınevi sorumlusu Mehmet Beşeri’yi unutmam olanaksız.
Okan Yüksel’in de ilk ve tek şiir kitabı ŞİİR YÜREK İSTER, yanlış bilmiyorsam 1996’da çıkar. Ancak o şiirin devrimci duyarlığına, Nâzım Hikmet saygısına, şiirin coşumcu kalkışımına ters düşmemek için bir daha şiir kitabı yayımlamaz. Ne ki şiirden de geri durmaz; yaşamının her alanında şiirin olanaklarını en iyi biçimde kullanır, şiirin sesini yılmadan sürdürür.
Okan Yüksel’in kişiliğini, duruşunu, çizgisini, özelliklerini, eylemci yapısını uzun uzun anlatacak değilim. İzmir basını, İzmirli görev dostları, yazın ve sanat ortamı onu çok iyi bilir, anlar, anlatır, değerlendirir.
***
21 Mart 2025’te Dünya Şiir Günü’nde yeniden buluştuğumuzda, Okan Yüksel teniyle, havaya kalkan sağ koluyla, gür sesiyle aramızda yoktu!
O gün “merhaba”sının kuşatıcı, kapsayıcı sıcaklığı, duyarlılığıyla sanki sonsuzluğuna adım attığı evreninden “merhaba”sını sunuyordu sanki bize!
Ve diyordu ki; “Mapusluk zor zenaat / Hapis / Şiir ister / Şairlik zor zenaat / Şiir yürek ister”
“Cumhuriyet Dönemi Gazeteci Şairler Antolojisi” nde (Toplumsal Dönüşüm Y. 2001) son sayfayı kendine ayırmıştı. “Dünyanın her bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de çocuklar önce futbola sevdalanırlar. Halit Okan Yüksel, şiire sevdalananlardan oldu.” diyerek en içtenlikli sözünü söyledi.
***
İGC’nin 14 yıl başkanlığını yapan usta gazeteci İsmail Sivri, Okan için “yürekli bir kişilik , güçlü bir kalem, ince bir zekâ ve keskin bir dil” diye tanımlamıştı. Yine usta gazeteci Nurettin Tekindor da “mesleğinin çilesini onurla omuzlamış, kalemini insan sevgisine adamış, toplum sorumluluğunu hiç ertelememiş bir gazeteci.” olarak nitelemişti onu.
60 yıllık gazetecilik, yazın ve sanat yaşamı… Haberin, yazının, şiirin peşinde… Umudu, sevgiyi, savaşımı, barışı, toplumcu devinimi, devrimci duyarlığı, eylemi ile süren bir yaşama serüveni.
21 Mart’ta “meydan okuduğu ölümü yalanın ve ihanetin adresi olarak” belirleyip sonsuzluğun adresine göçtü Okan Yüksel.
“Bir Mjustafa Kemal çiçeği / Bu karanfil, bu gül solmaz / Bizdeki bu sevda bitmez / Kuvvacılar tükenmez”
***
Şimdi o ilk kitabım YÜREK SÖYLENCESİ’ni aldım yeniden elime. Okan Yüksel’in benimle ilgili sözlerine odaklandım:
Yaşam sevinci. Evren sevgisi. Sevginin değişik boyutları. Acılar, sevinçler, suskunluklar. Coşkular. Yaşamın tümünü kavrayan güzellikler.
Toplumcu, insancıl bir sanatın örnekleri vardır Tümbaş’ın şiirlerinde.
Sevgi yaratan dizeler Tümbaşça seslenişin yorumsuz örnekleridir.”
Geriye kalan sözleri, yazıları, kitapları, dostluk fotoğrafları, anıları… Bir Okan Yüksel de geçti bu dünyadan diyerek. Anısına saygıyla, değerle, sevgiyle.