Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, gerekirse kız okulları açmaktan bahsetti geçtiğimiz günlerde. Başka bir milletvekili de onayladı.

Tam olarak bundan bahsediyorduk seçimden önce. Kadının ve çocukların güvenliğinden, geleceğinden ve mevcut durumda eşit ve adil bir ülkede yaşayabilmenin mücadelesi.

Nasıl talihsiz, nasıl karanlık bir açıklamadır bu. Bu ülkede evlat yetiştiren ya da yetiştirmek isteyen bizler için her gece kalp ağrısı yaşamaktır. Ertesi güne umutsuz uyanmaktır. Sene olmuş 2023, evlatlarımızı modern dünya seviyesine nasıl taşırız diye düşünmemiz gereken zamanda kız ve erkek çocukları için ayrı okullar kurmanın derdindeyiz. Ülke kocaman bir kaosun içinde, orta sınıf kalmamış. Göğsümüze yumruk gibi oturmuş gelecek kaygısı, aldığımız her nefes borç. Fakat her gün başka bir skandalla sarsılmaya devam ediyor.

Karma eğitim değil, çocuklarımızın sağlıklı bir hayat sürebiliyor olması, güvenliği ve tüm çocukların eşitlik ilkesine uygun yaşayabildikleri bir hayat sunmak olmalı derdimiz. Benim derdim bu en azından. Ülkemin her köşesinde başka bir yoksulluk örneği duyuyoruz her gün, her sabah başka bir istismar haberine uyanıyoruz. Gençlerimizi, bir nesli göz göre kaybediyoruz. İmkânı olan ülkeyi terk ediyor ya da burada kayboluyor. 
Biz çocuklarımızı, gençlerimizi, hayvanlarımız, yaşlılarımız koruyamıyoruz. Saymakla bitmeyecek sorun döngüsünde sürekli debelenirken konuşacaklarımız çok başka şeyler olmalıydı.

Dönelim kız okulları konusuna. Anayasanın 2.  maddesi açıkça der: ‘’Türkiye Cumhuriyeti laik ve sosyal hukuk devletidir.’’ Diye. 4 maddesi de 2. Maddenin değiştirilemeyeceğini, hiçbir şekilde bunun teklif edilemeyeceğini söyler. 
Yani laik ve sosyal hukuk devletlerinde harem- selamlık eğitimi teklif dahi edilemez. 

Bu korkuyu yaşayan aileler varsa onlara ulaşılmalı. Kadın ve erkeğin aynı yerde okumasından, çalışmasından, oturmasından, sosyalleşmesinden daha 'normal' bir şey olmadığını öğretmeliyiz. 

Bunu ülkemizde yapabilecek birçok köklü ve deneyimli kurum var. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği açık çağrısında devletimiz ile kız çocuklarının okullaşması için çalışmaya hazır olduklarını söylediler. Onlarla beraber çok güzel yollar alınabilir.  

Hali hazırda depremin yaralarını saramamışken, toplum olarak kaos içindeyken bari bırakında çocuklarımızın geleceğinden kaygılanmadan yaşayabilelim. 
Son açıklamayla da bir milletvekili tarafından dinsiz ilan edildik. Dinsiz de değiliz. Geleneksel ailelerde büyümüş, izinsiz alınan her lokmanın haram olduğu öğretilen evlerden gelmiş, inançlı ama din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasını savunan laik Türk gençleriyiz. Bir sabah her şeyin normal ve çok güzel olduğu sabah uyanmak umuduyla..