Marka aidiyeti falan bitti artık.
Neredeyse çeyrek asırdır kullandığım GSM operatörünü bugün itibariyle değiştirme kararı aldım. Bana 300 TL’lik tarife uygularken, başka operatörden gelenlere yarı yarıya indirim yaptıklarını öğrenince, resmen aldatıldığımı hissettim.
Esra Erol’un programında evlenme vaadiyle kandırılan dayılar gibi çaresizce bekleyecek halimiz yok elbet. Operatör değiştirme operasyonu için hemen işe koyuldum. Kendimi hiç bu kadar kararlı görmemiştim. Ama önce, verdiğim taahhüdün bitiş tarihini öğrenmem lazım.
Müşteri hizmetlerini aradım. Karşıma çıkan görevliye sorumu sorup sonra “Boş ol, boş ol, boş ol!” diyeceğim. O anı düşündükçe keyfim yerine gelmeye başladı. İçin için gülüyorum mu ne?
Neyse! Aldım telefonumu elime, tuşladım numaraları. Uzunca bir süre çalan müzik ve Türkçe, İngilizce, Arapça girişleri dinleyip Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamındaki haklarımızı öğrendikten sonra karşıma bir hanımefendi çıktı.
“Merhaba” dedi, içten bir sesle. Ben de karşılık verdim, “Merhaba” diye… Hemen konuyu anlatacaktım ki, o benden önce davranıp sıralamaya başladı. Araya gireceğim ama giremiyorum bir türlü.
Meğer yapay zekalı bir ablaymış. Dijital asistan dedikleri türden…
Uzun uzun kampanya bilgilerini anlattıktan sonra nasıl olduysa sordu bir ara:
- Arama nedeninizi söyler misiniz?
Hele şükür! Sabrettik ama karşılığında istediğimizi elde edeceğiz.
- Yaptığım sözleşme ne zaman sona eriyor. Onu şey ettirecektim.
- Sizi anlayamadım. Arama nedeninizi söyler misiniz? Örneğin ek paket istiyorum diyebilirsiniz.
- Haayııır! Ne ek paketi canım! Sözleşme süresi diyorum. Taahhüt, taahhüüüt…
- Arama nedeninizi söyler misiniz? Örneğin yeni kampanyalar hakkında detaylı bilgi almak istiyorum diyebilirsiniz
- Ne alaka ya!
- Sizi anlayamıyorum. Yapmak istediğiniz işlemi söyler misiniz? Örneğin tarife değişikliği…
- Sözleşme süresi… Sööz-leeeş-meeee!
Sonunda me’lemeye başladık, iyi mi?
Baktım olmayacak, bari karşıma kanlı-canlı birisini çağırayım da derdime çare bulsun diye düşündüm. Derin bir nefes alıp daha sakin bir tonla devam ettim.
- Müşteri temsilcisiyle görüşmek istiyorum
- Benimle beraber daha kolay ilerleyebilirsiniz
- Denedik, olmuyor işte! En iyisi yol yakınken ayrılmak…
- Anlayamadım. Arama nedeninizi söyler misiniz?
“Espriye gülen yapay zeka yapıldı” diye okumuştum bir yerde. Hikaye… Ya da bize eski modeli denk geldi herhalde.
Yeniden sinirlenmeye başlamıştım. Dijital asistan güya yardımcı olacak bana; ulan yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmaz bu be!
- Müşteri temsilcisiii... Müüş-teee-riiiii!
- Benimle beraber daha kolay ilerleyebilirsiniz
- Daha bir adım atamadık ki, nasıl ilerleyeceğiz? Müşteri temsilcisi diyorum, müşteriiiiii!
- Kalan kullanım haklarınızı öğrenmek için 1’i, ek paketler için 2’yi, kampanyalar için 3’ü, yurt dışı servisler için 4’ü, internet ayarları için 5’i, puk kodunu sorgulamak için 6’yı, borcunuzu ödeyip kapalı hattınızı açtırmak için 7’yi…
- Yeter ulan!
- …menüyü tekrar dinlemek için 8’i tuşlayınız.
O an ampul yandı bende. Yapay zeka güzelinin saydığı rakamlar içinde sıfır ve dokuz yok. Onlardan birine basarsam müşteri temsilcisine ulaşabilirim diye düşündüm. Ama yemedi şerefsiz
- Eksik ya da hatalı bir numara tuşladınız.
Olamaaaz! Yine başa mı döndük?
Tam burnumdan solur bir vaziyette telefona bakıp “Müşteri temsilcisi ulaaan!” diye bağırırken, salona kızım girdi. Artık suratımdaki ifade nasılsa, beni görünce gelmesiyle gitmesi bir oldu. Salonu teğet geçip mutfağa doğru yöneldi. Oradan da pırrr odasına…
İşte o an anladım, daha sakin olmam gerektiğini.
İstanbul’da bir holdingin kapısında okumuştum: “Problemleri çözmek için sakin ol ve gülümse.”
Ben de öyle yapmalıydım.
Derin bir nefes alıp yeniden mevzuya, yani yapay zekalı ablaya döndüm. Bir yolunu bulup müşteri temsilcisi ile bizzat görüşmeli ve giderek soğuduğum GSM operatöründen acilen kurtulmalıydım.
Bu arada, görüşmede 9. dakikayı da tamamladığımı fark ettim. Tekeden süt çıkartmaya çalışsam, şimdiye kadar çoktan başarmıştım herhalde.
Geçen her dakika için kaç Türk Lirası çakacaklarını tam kestiremediğimden, biraz daha hız kazanmam gerektiğini düşündüm. Ama yaptığım şey, bilinçsizce tuşlara basmaktan öte gidemiyordu. Ya tutarsa misali!
Hangi numarayı tuşladım bilmiyorum, birden farklı bir müzik geldi kulağıma.
Kurumsal şirketlerin “Müşteri Temsilcisi” dediği bir insan evladıyla karşılaşabilmek umudu içinde biraz daha bekledim. Fondaki rahatlatıcı müziğe konsantre olmaya çalıştım bir süre. Ama arada verilen “Tüm müşteri temsilcilerimiz şu anda diğer müşterilerimizle ilgilenmektedir. Bekleme sıranız 9 – Bekleme sıranız 8 – Bekleme sıranız…” anonsları, Maksim Gazinosu’ndaki türkücülerin yanında sahne alan Benli Davut Abi’nin davulu gibi yeniden gerdi beni.
Yine de kendimi telkin etmeye çalışıyorum; “Sık dişini oğlum Reşat! Az dur bakalım! Madem çorba içmeye niyetlendin, biraz daha bekleyeceksin tekkeyi” diye…
Telefonu tuttuğum sağ kulağımın giderek ısınıp yanmaya başladığını hissedince, yeni bir umutla sol tarafa geçtim. “Bunca zaman sağdan hayır görmeyen memleketin aradığı mutlu son için sola yönelmesi” gibi subliminal bir mesaj vermek gibi niyetim yok. Yanlış anlaşılmasın.
Üç-dört dakika sonra, beklediğim sanal kuyruğun hiç ilerlemediğini fark ettim. “Bir kez daha ararsam belki daha anlayışlı, daha insaflı bir asistana denk gelip hemen müşteri temsilcisine ulaşırım” hayaliyle telefonu kapatıp yeniden tuşladım hemen, o malum numarayı.
Hisse senetleri piyasasındaki “stop loss” durumu gibi düşünebilirsiniz.
Yeni bir umutla açıldı telefon. Kampanyalı ve KVKK’lı uzun bilgilendirmelerden sonra “Merhaba” sesini duydum.
- Arama nedeninizi söyler misiniz?
Yine aynı dijital abla çıkmıştı. Ulan koskoca …… tek bir asistanla mı çalışıyor?
Son bir umut ve en kibar halimle “Zat-ı şahaneleri müsaade buyurursa, müşteri temsilcisiyle görüşmek istiyorum” dedim.
Kısa bir süre sessizlik oldu. “Devreleri yandı herhalde” diye sinsi sinsi gülmeye başlamıştım ki, öldürücü darbeyi yedim:
- Sizi anlayamadım. Arama nedeninizi söyler misiniz? Örneğin ek paket istiyorum diyebilirsiniz.
- Müüş-teee-riii teem-sil-ci-siiii
- Yeni kampanyamız var. Dinlemek ister misiniz?
- Çık aradan kardeşim çık yaa! Delirtmeyin adamı!
- Sizi doğru yere yönlendirmek için daha açık konuşun
- Hay ben senin!
Suratına kapattım telefonu. Oh bee!
*****
Sade kahve eşliğinde biraz kitap okuyup sakinleşmeye çalışırken telefonum çaldı. Sipariş verdiğim boyacı, istediğim ürünü stoklarında bulamadıklarını söylemek için aramış.
- Bankaya talimat vermiştim, para yarın sabah hesabınızda olacaktı
- O zaman iptal et abi!
İnternet bankacılığı yapıyoruz ya, aldım telefonu elime, girdim bankaya. Talimat verdiğim gibi iptal edeceğim aklımca. Ama oraya bak, buraya bak, talimat iptali diye bir şey yok! Sonunda telefonla aramak zorunda kaldım. Karşıma bir başka dijital abla çıktı.
- Merhaba. Size nasıl yardımcı olabilirim?
- Müşteri temsilci ile görüşmek istiyorum.
- Müşteri temsilcinizle hangi konuda görüşmek istediğinizi söylerseniz size daha hızlı hizmet verebiliriz. Örneğin kart şifremi unuttum diyebilirsiniz.
- Ne alaka efendim? Talimatımı iptal ettirecektim.
- Otomatik ödeme talimatı iptali için www……. adresimizi ziyaret edebilirsiniz.
- Hayır kardeşim! Taa-liii-maaat ip-taa-liiii!
- Kart numaranızı tuşlar mısınız?
Ezberimde değil ki! Hadi bir koşu gidip cüzdanı aldım ve içinden çıkardığım karşı kartın numarasını tuşladım. Ve tam “bitti” derken…
- Müşteri iletişim merkezi şifrenizi tuşlar mısınız?
- O da ne?
- Müşteri iletişim merkezi şifreniz yoksa ya da unuttuysanız bankanızla irtibata geçebilirsiniz
- Yahu zaten temastayım. Yoksa yanlışlıkla Tayland Horozunu Koruma ve Yaşatma Derneği’ni mi aradım?
- Anlayamadım
- İşine gelmedi tabii
- Değerli müşterimiz… Müşteri temsilcisi ile yapacağınız görüşme, daha kaliteli bir hizmet amacıyla kaydedilecektir
- Kaydetmezsen adam değilsin!
Sonra sessizlik ve müzik… Arada bir anons veriyorlar ama, o kadar da haklarını yemeyelim.
- Önceliğimiz her zaman size en iyi hizmeti sunabilmek. Müşteri temsilcisi ile görüşebilmek için sırada bekleyen 5. müşterimizsiniz
7 dakika kadar da orada bekledim. Hizmet değil hezimet resmen!
Sonunda kanlı-canlı bir insan evladı çıktı karşıma.
Ama “Onu tuşla, biraz bekle, şimdi bunu tuşla” derken, heyecandan müşteri temsilcisine ne söyleyeceğimi unuttum iyi mi?
- Ben Leyla. Size nasıl yardımcı olabilirim?
- Küm…küm…
- Beyefendi. Lütfen hattı gereksiz yere meşgul etmeyin
- Allah benim belamı versin!