Hamid vilayetinde (Isparta ve Burdur bölgeleri) yer alan Yalvaç ve çevresinin on altıncı yüzyılın ikinci yarısında karşılaştığı en önemli sorun, eşkıyalıktı.

Leventler, suhteler ve sonra da Celaliler hem Yalvaç merkezi hem de kırsal kesimlere çok zarar verdiler. Osmanlı Arşivinde bu konuda epeyce belge bulunuyor. Kıbrıs adasının fethi, Osmanlı idaresine bu eşkıyaları temizlemek veya ıslah etmek için iyi bir fırsat verdiyse de, yine de pek çok eşkıya bu bölgede can ve mal emniyetini bozmaya devam etti. İşsiz güçsüz medrese talebeleri (suhte) köyleri basıyorlar, Yörük eminleri de bu işlere dâhil oluyorlar, suhteler çoğu yerde kendilerine yataklık edecek kişiler bulabiliyorlardı. Osmanlı idaresi bunları yakaladığında idam ediyordu. Ancak bu katı tedbire rağmen, bu isyanlar 1610’lu yıllara kadar devam etti. Hatta 1610 tarihli bir belgeye göre, Celali eşkıyası baskısından dolayı Yalvaçlılar evlerini ucuza atarak başka memleketlere göç etmek zorunda kalmışlardı. Kısacası çoğu yurtlarını terk etmişlerdi. Diğer sorunlar ise, aşırı faizcilik, esirleri ayartmak, oğlancılık, kızları denkleriyle evlendirmeyerek alt gruptan kişilerle zorla evlendirmek, ayarı bozuk akça ile alış veriş yapmak, Yalvaç yaylalarına gelen Yörük cemaatlerinden fazla vergi almak, kalpazanlık, ev basmak, kadın ve kızlara tecavüz etmek, oğlan kaçırmak, köylülerden zorla altın istemek gibi suçlardı. Osmanlı idaresi bu tür hırsız ve haramilerle mücadele etmeye çalışıyor, bunun için bölgeye askerler (müfettiş) gönderiyor ama bunların görevlerini doğru dürüst yapmamalarından dolayı bu tür suçlar önlenemiyordu. Müfettişlerin bir kısmı, yakaladıkları suçluları ufak bir menfaat karşılığında salıveriyorlardı.Veya suçluların bir kısmı Beyşehir bölgesine kaçarak, orada kendilerine yataklık edecek birilerini buluyorlardı. Yalvaç bölgesinde bu tür suçların artmasının bir nedeni de, Yalvaç bölgesindeki sipahilerin çoğunun Kıbrıs seferine katılmış olmasıydı. Çok zengin ganimetler elde ettiklerinden dolayı çoğu sipahi, Kıbrıs’tan Yalvaç’a dönmek istemedi. Bazıları da 1582’deki Tiflis seferine gitmediler. Aslında Yalvaç bölgesindeki sipahiler Kanuni Süleyman ile oğlu Mustafa arasında Konya’da olan savaşa katılmışlar ve Kanuni Sultan Süleyman tarafını tutmuşlardı. Dolayısıyla, İstanbul’daki merkezi hükümetten de destek görmeye devam ediyorlardı. Softa Şemseddin isimli bir suhte, 1573-1574 yıllarında Yalvaç çevresinde epeyce tahribat yaptı. Yalvaç’a dışarıdan gelen birtakım Çingenlerin de çeteler kurarak, halka zarar vermeye devam ettikleri belgelenmektedir.

WhatsApp Image 2023-08-03 at 10.51.03

Yanlış okunan köy isimleri

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi’nin bir yayınında ( 438 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolı I, Ankara 1993), 1530 yılında mevcut Isparta Yalvaç’a bağlı bazı köylerin isimleri yanlış okunmuş ve dizine de yanlış alınmıştır. Bunları tashih etmek istiyorum: Birincisi, Yalvaç’ın mahalle isimlerinden biri Velesil okunmuştur ki bu okuyuş yanlıştır. Doğrusu veled-i Bustan, yani Bustanoğlu mahallesidir. İkincisi, köyün adı Ürkenaz okunmuştur ki, bu da yanlıştır. Sözcüğün sonundaki elif harfi –e okunmalıdır. Doğrusu Örkenez’dir. Aynen Ermenak sözcüğünün sonundaki elif harfi gibi. Bir köyün adı Sücülü okunmuştur ki doğrusu Sücüllü, iki le harfi ile olmalıdır. İlnigi olarak okunan köyün doğru ismi Elbengi’dir. Görgi okunan köyün doğru ismi de Görgü’dür. Şimdilerdeki Yalvaç’ın mahallerinden birinin ismidir. Geşdiler olarak okunan köyün ismi Geşdikler’dir. Bazen kâtip yazarken kef harfinin keşidesini unutmuştur. Onun için Geşdiler okunmuştur. Beküş okunan köyün ismi de galiba Peküş’dür. Daha önce yazdığım gibi, Mankarya ve Manakriya ile Manarga köyleri farklı köylerdir. Mankarya köyü 16. Yüzyıldan sonra dağılmıştır. Yuvalar köyünün ismi de Yıvalar olarak okunmalıdır. Bilindiği gibi Yıva, Oğuz boylarından önemli bir boyun ismidir. Yaslar olarak okunan köyün doğru ismi de Basadolmalıdır. Bir de hiç okunmamış ve dizine alınmamış Yalvaç köy isimleri vardır. Bunlardan biri Gemen’dir. Diğeri de Sünnetli köy’dür. Bugün Yalvaç’ın bu isimde bir köyü yoktur. Bu son köyde, Devlethan Beyin Yalvaç camiinde görevli hafızlar için vakfettiği yerler vardı. Bir diğeri de, Bulluca, yani Pulluca köyüdür. Bu köy de sonradan dağılmış ve kayıtlardan silinmiştir. Osmanlı kâtipleri özellikle Karaağaç ile Yalvaç arasında kalan vakıf köylerin isimlerini yazarken hata yapmışlardır. 1530 nüfus sayımına göre Yalvaç’ın köyleri şunlardır: Akçahisar, Ayvalu, Bahtiyar, Bayad, Bayır, Peküş, Büğdüz, Deper, Dere Eymür, Derziler, Eğriler, Gelegermi, Geşdikler, Göncü, Görgü, Horzum (Horzum aşiretinin köyü), Elbengi, Kaş, Köprülü, Köstek (Köstük okunması zor, çünkü vav harfi yok), Kuyucak, Mangarya, Manarga, Meydan, Mısırlı, Nuşirevan, Salur, Sofular, Surk, Sücüllü, Şaraphane, Şamluca, Örkenez,Basad, Yarıkkaya, Yıvalar, Sudad (Suvad?), Yağlutaş ve Pulluca’dır. Sağır köyünün bu tarihlerde henüz köy statüsünü kazanmadığı anlaşılıyor. Burada Şeyh Sağır adına küçük bir tekke bulunuyordu. Köye ismini veren bu zattır. Bir de Ağap vardır ki Ağabiy’den türemedir. Bu sözcük de Türkçe’dir. Yalvaç bölgesi dağlık bir bölge olduğundan özelikle Oğuz boyları ile Yörük aşiretlerini kendine çekmiştir. Çok sayıda derbent olduğu için Osmanlı idaresi derbentçiler görevlendirmiştir. Bölgede daimi gayrimüslim nüfus yoktur. Bu dönemlerde en önemli gelir kaynağının da boğası adını taşıyan pamuklu kumaş olduğunu belirtelim. Daha sonraki dönemlerde bölgede yeni köyler kurulacaktır.

WhatsApp Image 2023-08-03 at 10.51.02

On altıncı yüzyılın ikinci yarısında Yalvaç köyleri

Bugünkü Yalvaç’a (yerel telaffuzda Yaleveç) bağlı köylerin (şimdi mahalle) çoğu, eski tarihi köylerdir. Osmanlı nüfus sayımlarında isimleri bulunabilir. Özellikle II. Selim devri Hamid nüfus defterleri incelendiği zaman (Tapu Arşivi, Ankara, No. 27) bir kısım köyün eski ismini muhafaza ettiği, bir kısmı hem ismini hem de mevcudiyetini koruyamadıkları görülmektedir. Birkaç köy ismi Türkçe olmamasına rağmen, 15. ve 16. Yüzyıllarda buraların daimi nüfusu,İslam’dır. İsmi Türkçe olmayan köy isimlerine bakalım: Gelegermi (Kozluçay), Manakriya (Manarga’dan farklı bir köy olmalı), Gemen (Özbayat), Manarga (Dedeçam), İlegi, Görgü, Örkenez (Bağkonak), Surk ve Elbengi. Bu köylerin, Antiocheia ile Konya arasında uzanan Roma döneminin kral yolu ViaSebaste’yi korumak ve bakmak için kurulduğu açıktır. Köstük isminin doğrusu ise galiba Köstek’tir. Zira vesikalardavav harfi le hiç yazıldığını görmedim. Türkçe köy isimleri ise: Hisarardı, Şamluca, Bahtiyar, Yarıkkaya, Derziler, Yıvalar, Kuyucak, Köprülü, Üyüklü,Işıkoğlu, Akçahisar (bazen idari olarak Şarkikaraağaç’a bağlanmıştır. Akçaşar, Akhisar, Akçaşehirşekillerinde de yazılmıştır), Salur, Geşdikler, Eğriler, Sofular, Kızılca, Kaş, Sücudlı (bazen Sücüllü), Büğdüz, Sağırlar, Altıkapulu, Bayat, Şaraphane veAkçamescit. Bugün Derziler, Terziler olarak telaffuz edilmektedir. -D harfi t’ye dönüşmüştür. Üyüklü, Hüyüklü olarak, başına -h harfi getirilmiştir. Eğriler, Egirler yapılmıştır. Yani –gri harflerinde değişme vardır. Akçahisar ise Akhisar, Akçaşehir, Akçaşar gibi farklı imlalarla yazılmıştır. Hisar ve şehir sözcükleri birbirine karışmıştır. Sücudlu, bazen Sücüllü olarak yazılıyor. Altıkapulu, Altıkapı’ya dönüşmüştür. _lu eki düşmüştür. Ayrıca yer isimlerini değiştirilirken Bayat köyünün ismi de Özbayat yapılmıştır. On altıncı yüzyılda mevcut olup da sonradan dağılan ve Osmanlı resmi belgelerinde ismi geçmeyen bazı köyler vardır. Şamluca, Yıvalar, Köprülü, Işıkoğlu, Sofular, Kızılca, Kaş, Bügdüz, Geşdikler, Eğrisaray, Akçamescid gibi köyler dağılmıştır. Bunlara ilaveten Göncü olarak okuyabileceğimiz bir İslam köyü daha mevcuttur ki, bu köy de sonradan dağılmıştır. Boyaluca, Erbasan ve Kışlacık isimli mezralardan da belgelerde söz edilir. Yıva, Salur ve Bayat isimlerinin Oğuz boy isimleri olduğunu belirtelim. Bu köylerin bir kısmının da, erkek şahıs isimlerinden (on altıncı yüzyılda sıfat ve isim olarak özel adlarda Şah çokça kullanılmıştır) anlaşıldığı kadarıyla, Alevi köyleri oldukları anlaşılmaktadır. 1831 nüfus sayımında geçen Yalvaç köylerinin isimleri şunlardır:Sücüllü, Bahtiyar, Akçaşar, Ağap, Manarga, Gelegelmi, Örkenez, Kuyucak, Gemen, Altıkapı, Üyüklü, Eğriler, Hisarardı, Derziler, Elbengi, Yarıkkaya, Surk, Köstek (Köstük değil), Körküler (16. yüzyıl kayıtlarında bu isimde köy geçmiyor. Görgü farklı bir köydür), Ayvalı ve Sağır. Hoyran bölgesinde yer alan köyler ise: Tokmacık, Akçaşar, Kurusarı, Eyüpler, Yağcılar, Celebdeş, Kırkbaş, Mısırlı, Kundanlı, Kaşıkara ve Gençli.
Yalvaç’ın merkez mahalleleri

WhatsApp Image 2023-08-03 at 10.51.00

Yalvaç şehir merkezinin mahalle isimlerinin hepsi Türkçe’dir. Bazar, Debbağlar (Tabaklar), Yenice, Nimetullah, Müderris, Hacı Temür, Hacı Halife, Akarkuyu. Nimetullah mahallesinde Hz. Muhammed neslinden gelen (sadât) on iki erkeğin yaşadığı II. Selim devri Osmanlı belgelerinde yazılmıştır. Bu mahallenin Türkmen cemaatleri arasında yayılan Nimetullahî tarikatıyla (tarikatın piri, Şah Nimetullah-ı Veli (öl. 1431)) bağlantısının olup olmadığı ayrıca araştırılmalıdır. Zira on altıncı yüzyılın ikinci yarısında Akşehir’de Nimetullahî tarikatı epeyce yaygındı ve vakıfları vardı. 1831 nüfus sayımında, Görgü, Bazar, Haneş, Kızılca, Debbağlar, Leblebiciler, Saray, Eski, Müderris, Abacılar, Sofular, Salur ve Kaşisimlerinde on üç mahallenin ismi geçer. Bunların hepsi de Müslüman mahalleleridir. Haneş, Nablus’un Kokuna köyünden gelen Müslümanların oturduğu mahalledir. On altıncı yüzyıla var olan bazı mahalleler dağılmış, onlarınyerine yeni isimlerle yeni mahalleler kurulmuştur. 
Isparta Ermenileri Yalvaç köylerine geliyorlar

WhatsApp Image 2023-08-03 at 10.51.01

Bazen Eğirler köyüne elekçilik yapan Isparta Ermenilerinin gelmiş olduğu belgelenebilmektedir. Isparta’ya bağlı Çukurköy ile Şarkikaraağaç da elekçi Ermenilerin uğrak yerleriydi. Isparta merkezde bir Ermeni Mahallesi mevcuttu. 1831 nüfus sayımına göre Isparta Ermenileri ile Rumlarının sayısı 1371 (erkek) civarındaydı. Isparta’nın Çavuş, Emre, Temel ve Kemer isimlerinde dört Rum mahallesi mevcutken, sadece bir Ermeni mahallesine sahipti. Bunların çoğu gezici esnaftı. Bazıları bohçacı, basmacı, çerçi, kuyumcu, sabuncu iken, birkaç kişide İzmir’de simsar olarak görev yapıyorlardı. Ispartalı Ermenilerin kullandıkları erkek şahıs isimleri de şunlardı: Samail, Mığırdıç, Beşid, Markar, Varteris, Zahriye, Ağsab, Minas, Kasber, Avraham, Osif, Kalus, Nersis, Kabril, Sükyas, Balı, Ohan, Markos, Mertek, Vaskal, Matus, Makum, Nikos, Bünyat, Kinum, Kirkor, Barsam, Şahin, Karabet, Krekos, Ağop, Kiyurak, Budak, İstepan, Tidos, Vartan, Sahak, Osib, İğya, Avanis, Tonbil, Mikail, Bedros, Tatus, Kostantin, Andon, Kazer, Zokadiya, Ayvaz, Masruf, İsayi, Yolcu, Arakil, Avadis, Simon, Mardiros, Avanis, Serkiz, Nikogoz, Hrabet, Asator, Haçik, Manuk, Bağdasar, Bedros, Varsam, Maluk, Murad, Artin ve Kokos. Budak, Şahin, Mikail, Murad, Balı isimleri, Türklerinde kullandıkları isimlerdendir. Eğirdir, Barla ve Uluborlu’nun birer Rum Mahallesi vardı. Bunların çoğu da İstanbul’da sandalcılık yaparlardı.