Dünyayı anneler, sanatçılar, şairler, öğretmenler yönetseydi kimse sızlanmazdı-C.CHAPLINE
Tam kırkbir yıl tiyatro yaptı..
Yeri dolmaz bir mizah ustasıydı…
Sanatı kadar ülke sorunlarına duyarlı!..
Demokrasi sevdalısı…
Kafa Tutanlardandı;
Levent Kırca !..
*
"Ölmeyen Ölüler" vardır..
"Ölmeyen Ölüler" olur mu?
Olur..Olur…
Her insan için doğaldır ölüm…
Bazı insanlar "ölünce" ölür!
Ölümleri ile gerçek ölüm arasında;
Oldukça "uzun zaman" olan insanlar da vardır...
Bir süre sözedilir onlardan..
Sonra yine ölürler!..
Bir de ölmeyen insanlar vardır..
Öldüklerinden sonra…
Bir türlü gerçek ölüme yakalanmazlar..
Bunlar da ‘’ölmeyen ölülerdir .’’
‘’Hükümetlere kafa tutmuş adamım.
Ölüme de eğilmem’’ ...
‘’Ölüm de bir güzellik, finali güzel yaşamak’’
demiş Levent Kırca gibi !..
*
Zeki, cesur, birikim sahibiydi…
"Olacak O Kadar"ı 25 yıl yaptı…
"Arada bir zülfüyare dokundu..
Tam yerine geldi manzara koydu!.."
Bizleri hep gülümsetti, düşündürdü…
Günümüzün egemenleri bir emirle..
Kaldırttı programını!
Şan, şöhret, para-pul, yokluğu..
İşkenceyi, yasakları, baskıları, ihaneti...
Gördü, geçirdi; yıkılmadı Levent Kırca!
*
"Gün yine aydın değil, manzara konacak..
Çok şey vardı daha…
"Olacak O Kadar" demiştin,
Tüm şakalarına gülmüştük,
Ama ölecek kadarı çok fazla..."
Ne güzel yazmış Ozan Milat Yelken..
O ölürken bile düşündürdü…
İlk kez güldürmedi ilk kez!
Öyle aramızdan
ayrıldı…
*
En yakın dostlarından Uğur Dündar vefatından sonra köşesinde şu ifadeleri kaleme almıştı;
"Levent çok büyük aktördü.
Dünya çapında mizah ustasıydı.
Gurur kaynağımızdı.
Bazı rolleri en iyi o oynardı.
Alkol kullanmadığını açıklamasına ràğmen, başarıyla canlandırdığı sarhoş tiplemeleri nedeniyle özellikle yandaş medya tarafından 'sürekli sarhoş gezen bir alkolik' olarak yaftalanmıştı!
Vicdansızlar vefatını bile bu yaftayla verdiler;
'Ünlü alkolik sanatçı Levent Kırca kanserden öldü!..'
Zavallılar!.
Ölenin ardından 'iftira yağdıralım' derken, onun müthiş bir rol yeteneğine sahip olduğunu da itiraf etmiş oldular.
Nur içinde yat sevgili arkadaşım.
Seni çok özleyeceğiz “Baba!…”
*
"Levent ile, 1974'te TRT'deki "Oyun Treni''ndeki rolünü devralan kardeşim Abdullah gibi 'bol kepçe kahkaha' ekolündendir. 'Kahkaha atmazsan paran geri' ekolü de diyebilirsiniz.
Kökleri Orta Oyunu'na, Karagöz'e, Dümbüllü'ye gider.
Bizim komedimizdir. Gerekirse küfür eder, gerekirse kadın kıyafetine girer, gerekirse şarkı söyler.
Ama asla snobluk etmez. Onun komedyenliğini küçümseyenler bu geleneği bilmeyenlerdir.
Levent'in televizyon tarihimizde de seçkin bir yeri olacağına şüphem yok.
Bir makyaj ve taklit ustasıydı.
Bundan 27 yıl önce televizyonda yaptıklarına bakıp 'vayy ya, neler yapılabiliyormuş' dememiz acıdır ama boşuna değildir.
Usta komedyenleri görenler, şartlı refleks gibi, hemen gülmeye başlarlar.
Oysa onların da bir
'reel' dünyası vardır ve o bu rezil dünyadır, bu çıldırtıcı Türkiye'dir. Yorulurlar.
Kalpleri kaldırmaz. Karaciğerleri iflas eder. Bizi geride mahzun ve kahkahasız bırakıp 'daha güzel bir dünya"ya giderler."
Bu "Levent Kırca Analizi" de İletişim profesörü Gazeteci yazar Haluk Şahin'indir.
*
Mavi kadifedeki yıldızlardandı…
"Büyük Usta"…
O da güzel insanlar gibi;
8 yıl önce -tam da bugün-
O güzel atlara binip gitti...
Ayakta; dimdik "Eyvallah" dedi!..
Daha iyi bir Dünya’da görüşmek üzere.
Yüreğimizdesin Büyük Usta!..
Sanatta bıraktığın izlere, renklete saygıyla..