Ankara Film Festivali’ndeydim birkaç günlüğüne. İzlediğim filmler arasında yer alan bir belgeselden söz ederek başlayayım: “Ve Kral Dedi ki: Ne Harika Bir Makine”. Danimarka-İsveç ortak yapımı olan film, görsel kültürün yükselişinin öyküsünü anlatırken, ‘hareketli görüntü’nün insan davranışlarını nasıl değiştirebildiğini, daha doğrusu nasıl manipüle ettiğini vurguluyordu. Dünyamız ‘vekalet’ savaşlarıyla çalkalanırken, sinemanın ve kitle iletişim araçlarının gücünü yadsımak mümkün değil. Kitlelere savaş bir video oyun gibi izletiliyor ekranlardan.

Oysa dünyada nice bağımsız sinemacı var, savaşı değil, barışı savunan. Onları ana akım kanallarda izleyemezsiniz. Sanat sinemalarında, festivallerde karşılaşabilirsiniz ancak. İşte hafta içinde İzmir’de başlayacak olan ‘3. İzmir Uluslararası Akdeniz Sinemaları Buluşması’nda altı gün boyunca Sinematografik Miras, Kentler-Kimlikler, Akdeniz’in Ustaları, Akdeniz Kadınları, Akdeniz Mutfağı başlıkları altında toplanmış, Akdeniz’in 21 ülkesinden, bu ülkelerdeki toplumsal değişimi konu alan 36 film izlenebilecek; İzmir Sanat’ta, Institutfrançais (Fransız Kültür Merkezi) ve İzmir Mimarlık Merkezi’nde. Açılış gününün 8 Kasım ‘Dünya Şehircilik Günü’ olması nedeniyle, Dikili’nin efsanevi başkanı Osman Özgüven’i konu alan Gökmen Ulu’nun “Komünist Osman” belgeseli gösterilecek.

Festivalin, Fransız Sinemateki kurucusu, Türk Sinematek’in dostu İzmirli Langlois’ya ithaf edilen Onur ödülü, MEDCINE İZMİR H. Langlois Ödülü adını taşıyor. Bu yılın ödülü Yunan asıllı Fransız yönetmen Costa Gavras’ın. Festivalde, türlü cepheleriyle faşizmi, şovenizmi, savaş kışkırtıcılığını teşhir eden, halkların dostluğunu savunan, barışçı filmler gösterilecek. Akdeniz ülkeleri arasında ortak yapımların artması için yapılması gerekenler tartışılacak.  

***

Sanatın iyileştirici gücüne çok ihtiyacımız olan şu günlerde İzmirlileri sinema salonlarına davet eden Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in sözleri ile bitireyim: “Dünyamız savaş değil, barış ve hoşgörü istiyor. Bu arayışta her zaman her zaman barıştan yana sanatçılarımızın rolü büyük. Çünkü sanat doğası gereği barışçıdır. Yaşamı bir başkasının gözünden görebilmemizi sağlar… İzmir’in dünya sanatına kazandırdığı İzmir Akdeniz Sinemaları Buluşması’nda barış ve demokrasi tohumları bir kez daha yeşeriyor.”