TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ 100 günü aşkın süre sonra “18 Dakika” programı ile ekrana çıktı.
Günaydın Gazetesi yıllarımdan Meslektaşım ve dostum Yanardağ’a - öncelikle- büyük geçmiş olsun...
**
Bayramda apar topar tutuklanan ve 10 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Merdan Yanardağ’a;
hakim önüne çıktığı ilk duruşmada
"2 yıl 6 ay hapis cezası" ve "tahliye" kararı verildi.
Yanardağ 101 gündür kaldığı Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi.
Ve Merdan Yanardağ ayağının tozuyla çocuğu gibi sevip büyüttüğü TELE1’de Prof.Dr.Emre Kongar’la birlikte “18 Dakika”ya çıktı.
İşte programı açış konuşması Yanardağ’ın;
“Değerli seyirciler, yeniden ekranlardayım; bu topraklarda bir söz vardır,
‘Yiğitler düştüğü yerlerden kalkarlar’ diye.
Ben bu yiğitliğin bu topluma, izleyicilerimize, TELE1 çalışanlarına ve Emre Hoca’ya ait olduğunu düşünüyorum.
Bu kumpası da tıpkı Ergenekon kumpası gibi bozduk.
Bir ceza verdiler kendilerince o da yatarı olmayan bir ceza. Türkiye ile Türkiye’nin aydınlık güçleriyle bir arada olmaktan çok mutluyum.
**
Silivri’yi anlattı sonra Yanardağ;
“Yüksek güvenlikli ve çok ağır suçluların olduğu bir yerde kaldım.
Ama ne hikmetse bu ağır suçluların önemli bir kısmı siyasal tutuklu.
Orası 10 cezaevinden oluşan bir kampüs. Meselâ orada Barış Pehlivan’ın kaldığı bir bölüm açık ve yarı açık bir cezaevi vardı.
Orayla pek bir ilgimiz yoktu.
En sıkı güvenlik tutulan bölüm, benim kaldığım bölümdü.
Yani ben Türkiye’nin en tehlikeli tutuklulardan biriydim.
Bu iktidarın duyduğu korkuyu anlatır aslında. Öyle anlaşılıyor...”
**
Emre Kongar:
Hoş geldiniz sefa geldiniz ama fizik olarak hoş geldiniz ruhunuz hep buradaydı.
Merdan Yanardağ:
Sağ olun hocam. Hapishanelerde TELE1 izlenemiyor.
Ben bir dilekçe verdim ‘TELE1 izlenebilsin’ diye.
Ceza ve Tevkif Evler Müdürlüğü’nden gelen bir sistem.
Sadece Halk TV izleyebiliyorduk.
Sağ olsun onlar büyük destek oldu.
Ben TELE1 programları izleyemedim.
Ama ziyaretçilerimiz bu programın ruhunu taşıdılar, teşekkür ediyorum hocam. Sosyal medyada "kötü mü davranıldı?' deniyor. Böyle bir tabloyla karşılaşmadık. Cezaevinde olmak; kötüdür.
Gardiyanların ve cezaevi yönetiminin kötü bir muamelesi yoktu.
Aksine son derece saygılı ve özenlilerdi.
Sonuç olarak;
Silivri rejimin bir simgesi.
10 bölümden oluşuyor ama bizim kaldığımız yüksek güvenlikli bölüm.
Bir tür tecrit de uygulanıyor.
En çok üç kişi kalabiliyor.
Ben tek kişilik yerde kaldım. “
**
Sezen Aksu ile olan davasından da söz ediyor programda Merdan Yanardağ.
Ona tazminat davası açan Sezen Aksu’ya neden
‘Koğuşuma baktım, o para buradan çıkmaz’ dediğini anlatıyor;
“Ben Sezen Hanım’ın bilgisi olmadığını düşündüm. Avukatlarının yürüttüğü bir süreç sandım. Sadece Sezen Aksu davası bile davamın nasıl bir kumpas olduğunun kanıtlarından biri. Sezen Aksu ‘Çözüm sürecine karşı çıkanlar iki cihanda lekeli’ demişti.
Ben de ‘Lekeli olan sizsiniz. Buna Türkiye’nin demokrasi güçleri itiraz ediyor. Sonuçta bizim dediğimiz oldu ve çözüm süreci faciayla sonuçlandı.
İçinde güvenlik görevlisinin olduğu binlerce insan hayatını kaybetti.
Sezen Hanım ‘Bana hakaret etti’ diye dava açtı.
Valla o Türkiye’nin demokrasi güçlerine ayıp etti.
Kazanmış davayı da nasıl olduysa?
30 bin lira tazminat kazandı ve tekrar başvurmuş 100 bin lira istemiş.
Bu başvurunun doğrudan Sezen Aksu’nun talimatıyla gerçekleştirmiş olma ihtimali çok yüksek. Ben kamuoyunun ayıpladığını düşünüyorum.
Sezen Aksu'ya özel bir düşmanlığım yok ama o bize ‘iki cihanda lekeli’ diye hakaret etmiş.
Adresim hâlâ Silivri gözüküyor.
Haciz işlemini oradan başlatabilirler.”
**
‘’Ekmek Kadar Temiz Su Gibi Aydın’ şarkısıyla karşılanmış cezaevinde Merdan.
Çok duygulanmış.
İşte hisleri;
“Hak ve hukuk mücadelesini Türkiye’deki herkes için veriyorduk. Demokrasiler suçluların da haklarının olduğu rejimlerdir. Demokrasileri ayıran önemli parametre bu. Beni tutuklayarak yıldıracaklarını sanan herkes üzülerek belirteyim ki, yanıldıklarını görecekler.
Yiğit düştüğü yerden kalkar’ derken kendime bir paye biçmedim.
Bu ülkenin mert insanlarının bir geleneğidir.
Biz düşmedik, düşen oldu...”
**
Merdan Yanardağ, aramıza hoş geldin.
Onurlu gazeteci emeğiyle geçinendir.
Onca ay gitse de yaşamından kaldığın yerden gerçekleri yazmaya söylemeye, mücadeleye devam.
Nasıl diyordu
Nâzım Baba;
“Eğer hak haksızlıktan yüce,
Sevgi nefretten üstün,
Aydınlık karanlıktan güçlüyse,
Çaresi yok usta
BİZ KAZANACAĞIZ!”