Sevgi, sevda, umut aydınlığı, aşk, duygu şaşkınlığı… Kulağa güzel gelen sözcükler, anlatımlar…
Sevi, aşk… Büyüleyen, heyecanlandıran, şaşkınlaştıran, telaşlandıran, dalgalandıran bitimsiz bir yolculuk serüveni.
Hele şairler… Onlar ki aşkla donatırlar sözcüklerini, dizelerini. Dilleri bir başka söyler aşk sözcüklerini. İnsanın, yaşamın var olduğundan beri aşk da hiç eksilmedi evrenden. Zaman an’ı geleceğe bağlayan sürecin, geçişin, akışın adı mı desem? Zamanı bilgiyle, us’la, umutla, işlevle, üretimle, emekle, sevgiyle aşkla oluşturmak daha anlamlı değil mi? Hele ki “zamana aşk sür”mek…
****
Bülent Elitok, “dalları yere eğilmiş günlerden” geçerken, bir yandan da “kenarları yırtık ömrü” dikmeye çalışıyor usta bir terzi gibi. Felsefe, sanat, estetik, tiyatro üzerine” çalışmalar da yapan, sinemayla ilgilenen, oyunlar, senaryolar da yazan bir mühendis Elitok. Bursa’da güzel işlere imza atıyorlar. Bursa Dergiler Platformu (BUDEP)’i hayata geçirdiler Çinikitap, Eliz, SarmalÇevrim dergileriyle. Suus Kitap adıyla kitap yayıncılığını sürdürüyor bir yandan da. Şiir yazmak da severek yaptığı eylemlerden. “Zamana Aşk Sür”, onun yeni şiir kitabı (*). Kitabın adını sevdim. Yazımın başlığını da ondan ödünç aldım. Sevgiyle, umutla, aşkla “içinde gürül gürül geçen hayatı”n izlenimlerini paylaşıyor. Evet, öyleyse günü, zamanı, yaşamı aşksız bırakmayalım. Bu bağlamda şaire daha çok iş düşüyor; sözün büyüsü, sesin yankısı, ezginin rengi ve dokusuyla, farklı anlatım olanaklarının ustalığıyla… Zamana aşk sürelim…
BİR DE BAKTIM Kİ YAŞ 76!
İzmir Gazeteciler Cemiyeti 28 Temmuz 1946’da kurulmuş. Benden bir hafta önce doğmuş. 76 yaşında. Ben de yarın sayılar bağlamında 76 yaşımı tamamlıyorum… Yeni bir yaş aldıkça, sahi insan yaşlanıyor mu? Ben o sözü hiç kullanmıyorum. Hele 98 yaşına basmış Zeynep Hanım’ın hala “gençliğine” sahip çıkan sözlerini duydukça, benim bu sözü söylemem olası değil! Kuşkusuz 1946’dan 2022’ye değin geçen 76 yıllık yaşam serüvenimde sevgiyle, aşkla, umutla, telaşla, merakla, hüzünle, sevinçle, coşkuyla, şiirle, yazıyla, dostlarla yaşanan, paylaşılan neler var neler… 70. yaşıma ererken yazdığım şiiri şimdi şöyle de değiştirebilirim:
“yetmiş altı yaş yolun kaçta kaçı eder / sormadım! / içimdeki çocuk susturuyor / çekiştirip duruyor beyaz saçlarımdan / haylazlığı üstünde / uzun ömür diye sesleniyor dilim / ah be büyümeyen çocuk / sana da teşekkür!”
“AH BU KIZLAR” 60 YAŞINDA…
Yılı 1962. Yaşı 18 şairin! Kimya Sanat Enstitüsü’nü bitirip aynı okula Laboratuvar Öğretmeni olarak atanmış. Telaşlı, heyecanlı, girişimci, atak, üstelik hep aşklı. Kızlar için yazdığı şiirler artınca, gençliğin de ateşi ile şiir kitabı çıkarmaya karar veriyor. Adını da AH BU KIZLAR koyuyor. Sonra Belçika Hükümetinin bursuyla Brüksel’e gidiş 1964’te. Gidiş o gidiş. Şiirden de kopuş! Bu şair kişi farkında olmadan beni de şiire bulaştırdı. İyi de etti. Kitapları karıştırırken, Ah Bu Kızlar’ı yeniden buldum kitaplığımda. 60. yılını da kutlayayım dedim. Bu kitabın yazarı sevgili ağabeyim Mehmet Yaşar Tümbaş. 78 yaşında delikanlı. Hâlâ aşklı…
TRİLYE ÖYKÜ TEPESİ’NDE HÜZÜN!
Yazıma nokta koymak üzereyken, Bursa’dan geldi acı haber! “Öykü, deneme, çocuk edebiyatı yazarı, BUYAZ Yönetim Kurulu, Çinikitap Dergisi Yayın Kurulu üyesi, Daktilo Çocuk Edebiyatı Topluluğunun ad babası Şükrü Bilgiç’i de yitirmişiz!
Şimdi “Trilye Öykü Tepesi”deki evinde hüzün var!
Yıldızlar yoldaşı olsun. Anısına saygıyla.
(*) Zamana Aşk Sür, Bülent Elitok, Suus Kitap Y.,
Haziran 2022, 80 sayfa.