Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım” önermesiyle değer kazanan eleştirel yorum ve düşünce, insana ait en önemli gücün us olduğunu vurgular. Bu bağlamda bilgiye ulaşmanın yöntemlerini ortaya koyan aydınlanma felsefesini, var olan yaşam biçimini, kültür yapısını değiştirdiğinin de altyapısını oluşturur.
Aydınlanma Çağı dediğimiz tarihsel dönem, aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemi kapsar.
Genel anlamıyla aydınlanma, Orta Çağ'da egemen olan dünya görüşüne karşı yeni bir dünya görüşünün ortaya çıkması olarak belirtilir.
Alman bilge Kant, aydınlanmacılığı, "aklı kullanma cesareti" olarak tanımladığında, Aydınlanma Çağı'nın felsefesini de ortaya koyar.
KÖY ENSTİTÜLERİNİN AYDINLIĞI
Aydınlanmanın açısı geniştir; çağdaşlığı, insan ve us gücünün sonsuzluğunu, evrensel duyarlığı, özgürlüğü; erincin, direncin, gönencin bütünselliğini açımlar, çoğaltır, varsıllaştırır.
Ülkemizde aydınlanmayı geleceğe taşıyan en önemli kurumlardan biri de Köy Enstitüleriydi; ancak 14 yıllık bir yaşam biçtiler, acımasızca kıydılar bu devrimci eğitim örgütlenmesine…
17 Nisan 1940 yılında yasalaştırılıp kurulan; düşünsel, işlevsel, eylemsel yürüyüşü yaşama geçiren bu önemli eğitim kurumunu düşündüm yine.
İlkokulda ne çok Eğitim Enstitüsü çıkışlı eğitmenlerimiz, öğretmenlerimiz vardı. Yıllar sonra Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü’nde memur ve şube müdür yardımcısı olarak görev yaptığım dönemde, bu eğitim yuvalarından yetişmiş saygın öğretmenler, yöneticilerle birlikte olmanın kıvancını, gönencini yaşadım. Onların anılarını, öykülerini, işlikte geçen serüvenlerini dinlerken hep duygulandım.
Kuşkusuz seçkin öğretim kurumlarından ülkemizin her yanına dağılmış eğitimci, şair, yazar, romancı ne çok insan vardır.
Aydınlanma önderi bu güzel insanları anınca, bakın ne çok ad karşılar bizi: Mehmet Başaran, Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Adnan Binyazar, Emin Özdemir, Yusuf Ziya Bahadınlı, Selahattin Şimşek, Talip Apaydın, Osman Bolulu, Haşim Kanar, Mevlüt Kaplan, Ümit Kaftancıoğlu, Ali Yüce, Osman Şahin, Hasan Kıyafet, Sami Gökmen, Ali Dündar, Ahmet Uysal, Maksut Doğan, Behzat Ay, Nebi Dadaloğlu, Ahmet Köklügiller, Hazım Zeyrek, Şevket Yücel, Mehmet Adem Solak, Enver Atılgan…
Ne acı ki Türkiye’nin ışık saçan yuvaları olan Köy Enstitüleri 27 Ocak 1954 tarihinde ağaların, şeyhlerin, egemen güçlerin isteğiyle kapatıldı. Köy Enstitülerinin kapatılmasıyla, dünyada örneği olmayan, özgün bir “öğretmen yetiştirme” kurumu yok edildi!
KİTAPLARIN AYDINLIĞI
Nisan ayı bu yıl 1 Nisan şakası yapmadan, umudun aydınlığıyla başladı.
Gerilimler, sıkıntılar, yaşam koşullarının ağırlığı arasında toplum bu umuda tutundu. Sürüyor. Daha güzel günlere diyelim.
19-28 Nisan günlerinde Kültürpark kitapların aydınlığıyla şenlenecek. Okurlar, yazarlarla, kitaplarla kucaklaşacaklar. Söyleşiler, imza günleri, dinletiler, dostça buluşmalar renk katacak Kültürpark’a.
Ben de 25 Nisan Perşembe günü Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği Sergiliğinde (No.634) olacağım. Ayrıca 26 Nisan Cuma saat 15-17 arası, 27 Nisan Cumartesi saat 13-14 arası, 28 Nisan Pazar saat 11-13 arası günlerde TYS Sergiliğinde (No.600) imzaya duracağım. Yolu düşen dostlarımla bir merhabalık, bir gülümsemelik buluşmak sevindirir beni…