Tüm ülke ‘Yenidoğan Çetesi’ ile sarsıldı. Devamında gelen olaylarla şaşırmayı bıraktık artık korkuyoruz. Hepimiz biraz düşününce başımıza bir özel hastanede gereksiz bir operasyon ya da tahlil yapıldığını anımsayacağız. Düşünün, o gün tuhaf gelmeyen ama şu an düşündüğünüzde anlamlandırdığınız teşhisler.
Sağlık sistemini ‘özel’ sektöre dönüştüren, bizleri buna mahkûm bırakan bu sistemin sonuçlarının olacağını biliyorduk ama bunu beklemiyorduk. Cumhuriyet tarihinin en vahşi olaylarından biri. En acı kısmı işe şu an bu olayla kocaman bir çorap söküğü gelen ihbarlar. Ülkenin onlarca yerinden ihbar geliyor. Yüzlerce ölümden, yüzlerce hasta bırakılan çocuktan bahsediyoruz. Yetişkinlere yapılanları bilmiyoruz ve öğrenmemizde zor gibi gözüküyor.
Yazı yazmaya oturmadan aklımda hep yazarım, konuşurum, şekillendiririm. Her defasında güzel bir geziden, yeni çıkan kitaplardan bahsetmek istiyorum burada. Ama ülkede güzel bir yazı yazmak, gülmek, mutlu olmak mümkün değil. Gözümüzü yeni bir vahşete açıyoruz her sabah. Ve evet bu suçlular ne olursa olsun en fazla 20 yıl ceza alacaklar. Ve sonra en yakın seçim kampanyası olan ‘af’ ile serbest kalacaklar. Bizse bu kadar kötülüğün içinde mutsuzluktan yok olacağız. Adalet sistemimiz o kadar etkisiz ki, eski bir mahkûm hastaneler sahibi olup, ne kadar suç varsa rahatça işleyebiliyor.
İhbarlar yılla öncesine kadar gidiyor. Bu işin içinden yüzlerce bebek, yüzlerce yetişkin çıkacak. Zamansız kaybettiğimiz, asla arkasından eskisi gibi olamadığımız kayıplarımıza sebep olanlar ise hayatlarına devam edecekler. İşte burada, bu olayda kırılma noktasındayız. Bir daha eskisi gibi olamayacağız. Bir daha özel hastanelere güvenmememiz mümkün değil.
Ne yapacağız şimdi?
Normalde tüm milletvekillerinin, tüm siyasi parti liderlerinin bir araya gelip ortalığı ayağa kaldırması, halkın içini soğutması gereken bu durumda biri açılışa katılıyor, bir diğeri bir belediye başkanının 6. ayını kutluyor. Liseli sevgililer gibi. Bizler şaşkınlık içerisinde olan biteni izliyoruz.
Bu olayın sadece iki kahramanı var. Olayı ortaya çıkaran Gazeteci Emrullah Erdinç ve ölme, ailesini kaybetme ihtimali olduğunu bile bile kapatmayan Cumhuriyet Savcısı Yavuz Ergin.
Bu ülkede namuslu bir gazeteci ve savcı sayesinde nice ölümlerin önüne geçildi.
Korkup vazgeçmedikleri için.
Bu ülkeye canlarını bile verecekleri için.
Yarınlarımız için.
Ve eğer güneş doğacaksa tekrar, memleketimin kurtuluşu olacaksa yeniden böyle savcılar ve gazeteciler, böyle namuslu, onurlu vatan evlatları sayesinde olacak.