Youtube'da Argonomi adlı bir kanal var.
Aslında sosyal medyayı ve/veya mesajlaşma uygulamalarını kullananlar bu kanalın videolarına mutlaka daha önce de rastlamıştır.
"Mustafa Kemal'i anlamak: Ölümün ölümsüzlüğü..." başlıklı video mesela. Kanalın en çok paylaşılan videolarından biri... Atatürk'ün hayatı ile ilgili, okullarda sunulan ezbere dayalı bilgilerin dışında Atatürk'ün gerçek kişiliği ve meziyetlerini eğlenceli bir dille özetleyen bu video bir şekilde dönüp dolaşıp sizi de bulmuştur.
Geçenlerde bu kanalın yeni bir videosunu, HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder paylaştı. Başlık: İnsanoğlu.
Bu kez eğlendiren değil çarpan bir video hazırlamışlar.
Sokak hayvanlarının insanoğlundan gördüğü şiddeti anlatmışlar.
Örneklerle, görsellerle, sansürsüz, çırılçıplak sunmuşlar. Hayvanlarla ilgili haberleri takip edenler zaten bu olayların çoğunu biliyordur; olsun, bir daha hatırlatmışlar.
Ben bazı bölümlerde gözlerimi sımsıkı kapattım, sonlara doğru gözyaşlarımı tutamadım.
Bir kap mama, bir kap su, azıcık sevgiden başka talebi olmayan masumlara insanoğlunun yaptığı eziyetin haddi hesabı yok gerçekten de.
"Sevin be! Çok mu zor?" diye soruyor video.
Yıllardır gördüğüm, okuduğum, izlediğim ve bizzat şahit olduğum onlarca olaydan sonra sevmeyi geçtim ben.
Bazıları için sevmek çok zor, kabul ettim. Hayvan sevmeyenlerden tek dileğim zarar vermesinler.
Köpek sevmeyen, varsın yine sevmesin. Ama tekmelemesin, vurmasın, boynundan bağlayıp araba arkalarında sürüklemesin canları.
Kedi sevmeyen, sevmesin. Zorla değil! Ama zehirlemesin, üzerine kaynar su dökmesin, kuyruğunu kesmesin.
***
Tabii bir de sapıklar var! Böylelerine “Sevin be! Çok mu zor?” demek zaten mümkün değil.
Son olarak; Kocaeli'de yaşayan 82 yaşındaki, “dede” diyerek sevimleştirmeyeceğim insan müsveddesinin yaptığı iğrençlikten tüm Türkiye'nin haberi oldu. Videoyu izlemedim, ancak haberleri okudum. Adamın öyle bir savunması var ki; sinirlerim hepten yerinden oynadı.
Diyor ki; “Bir cahillik yaptık!”
Yok öyle yağma!
Senin yaptığın cahillik değil.
Cahillik, bilgisizliktir. Bilmemek, öğrenmemektir.
Sense, köpeğe tecavüz edilmeyeceğini gayet iyi biliyordun.
Tecavüzün her türlüsünün bir “insanlık suçu” olduğunu bilmeyen yoktur. Bile bile yapana da cahil değil; sapık denilir!
Ya, sosyal medyada, “köpeğin rızası vardı”ya getirerek, bu sapığı savunanlara ne demeli?
Ne kadar yazsak, çizsek de hayvanları insanoğlunun gaddarlığından, iğrençliğinden tamamıyla korumamız maalesef mümkün değil.
O yüzden; sokaklardaki hayvan nüfusu kontrol altına alınmalı, sayı düzenli ve etkin kısırlaştırmalarla azaltılmalı, diyoruz. Yerel yönetimlerin gerektiği gibi sorumluluk üstlenmediği ülkede, sokaktaki sahipsiz canların sayısı arttıkça hayvanseverlerin hepsine yetişmesi, yetişebilmesi de zorlaşıyor. Birini kurtarsan, bir yerlerde onlarcası acı çekiyor.
Canların beslenme, tedavi, yuva bulma şansları azalırken; zarar görme ihtimalleri sayı ile birlikte artıyor.
Biz pes etmeyeceğiz ama devletin de sahipsiz hayvanlarla ilgili bir politikası mutlaka olmalı. Yasa taslağında birkaç madde düzeltmekle sorun maalesef çözülemez.
Katil ve sapıklara verilecek ceza alt sınırının mutlaka artırılması, üretimin durdurulması, yasal (ve yasadışı) hayvan satışının engellenmesi, eşzamanlı kısırlaştırma hareketinin Türkiye çapında başlatılması, sokağa terklerin önüne geçecek "gerçek" yaptırımların hayata geçirilmesi gibi önemli adımlar atılmadıkça, masum canların ve onları koruyan melek gibi insanların yüzü gülmeyecek.