Türkiye’de Durum Nasıl?
Hasta ve ölü sayımız artarken, alınan tedbirler haklı olarak sertleşiyor. Ancak, halen iki konuda yetersiz olduğumuzu düşünüyorum. Tanı konusunda olumlu gelişmeler olsa da uygulanan kişi ve uygulama yapan merkez sayıları hala çok yetersiz. Yayılımı önlemek için daha çok tanı koymalıyız. Altyapı ve deneyimli personel yönleriyle, rahatlıkla PCR tanı yöntemi uygulayabilecek bazı üniversite hastanelerinin halen yetkilendirilmemiş olması, son derece yanlış. Çok gereksinim duyduğumuz ve bulaştırıcı olabilecek sağlık personelinin bir an önce taranması gerekiyor.
İkinci eksiklik, şeffaflık. Hastaların kaynağı ve yayılımı gibi bazı bilgilerin bugüne dek açıklanmamış olmasının; göç yolu ile yayılımın önlenmesi gibi gerekçeleri olabilir. Ancak artık şehirler arası yolculuk yasaklandığına göre, bu bilgileri öğrenip, tedbir almak, yaşamları tehlikede olan insanlarımızın en doğal hakları.
Enfeksiyon Nasıl Bu Kadar Hızlı Yayılıyor?
Japonya’da yapılan bir deney, enfeksiyonun sadece virüslü yüzeye temas ve öksürük veya hapşırıkla atılan parçacıkların solunmasıyla bulaşmadığını; belli bir mesafeden yüksek sesle konuşurken yayılan mikroparçacıklarla da bulaşabileceğini düşündürüyor. 0,1 mikrometrelik çok küçük parçacıkları saptayan bir kamera sisteminin kullanıldığı deney, ortam havalandırıldığında, hafif bir hava akımıyla bile bu çok küçük parçacıkların yok olduğunu gösteriyor. Yani yüksek sesle ve yakından konuşmamaya, kapalı ve kalabalık yerlerde bulunmamaya çalışmalı; bulunuyorsak, hafif de olsa, dışarıya bir hava akımı oluşturmalıyız.
Türk İnsanının Avantaj ve Dezavantajları
Türk insanının COVID-19 enfeksiyonuna karşı, yeniliklere açık olma, kolay uyum sağlama, yaratıcılık ve pratiklik gibi bazı avantajları var; işleri son dakikaya bırakmamız ise dezavantaj. Aşırı sosyallik, bir türlü eve kapanamayışımız açısından dezavantaj oluştursa da birçok açıdan büyük avantaj…
Dayanışma ve Yardımseverlik
Zor durumdakine yardım eli uzatma ve bu amaçla işbirliği kurma konusunda, dünyada belki de en ön sıradayız. Çok riskli bir ortamda, fedakarca hizmet sağlayan sağlık çalışanlarını koruyacak gereksinimleri acilen karşılamak amacı ve “Ege Üniversitesi Yardım Derneği’nin Ziraat Bankası TR98 0001 0014 4607 2204 0350 40 IBAN No’lu hesabına ‘Üniversite Hastanesi’ne COVID-19 mücadelesi için’ yazarak uygun gördüğünüz miktarda EFT/Havale yapabilirsiniz” mesajıyla bir bağış kampanyası başlatmıştık. İlk aşamada toplanan 20.000 TL ile 1000 koruyucu önlük ve 250 FFP2 maske aldık ve yetkililere teslim ettik. Kampanyamız sürüyor.
İkinci amacımız, tüm hastanelerdeki sağlık çalışanlarının acil gereksinimleri konusunda farkındalık yaratmaktı. 9 Eylül Gazetesi’nin de katkılarıyla bunu da başardık. Bu arada devletin hastanelere desteği de hayli hızlandı; Ege Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Necdet Budak hastaneye çok sayıda maske ve koruyucu tulum gönderildiğini açıkladı. Bu da çok sevindirici.
Sağlık Çalışanlarına Nasıl Destek Olabiliriz?
Birçok kişi bizi arayarak, başka hastanelerde çalışanlara destek olmak istediklerini belirttiler. Hastanelerin para bağışı alamayacaklarını ama maske önlük gibi gereç yardımlarını kabul edebileceklerini; bunu da kabul edemezlerse, satın alacakları gereçleri, tanıyıp güvendikleri bir hekim veya hastane çalışanına teslim edebileceklerini anlattık, onlara.
Hastanelerde En Büyük Gereksinimler Neler?
Koruyucu önlük ve maske gibi malzemelerin ardından, yakında hastanelerde en çok gereksinim duyulacak şey, hayat kurtarıcı solunum cihazları (ventilatörler) olacak. Ağır seyreden COVID-19 enfeksiyonlu hastaların önemli bölümü, bir hafta kadar bu cihazlar sayesinde nefes aldıktan sonra yaşama dönebiliyor. Hasta sayısının çok arttığı ülkelerde, ventilatör sayısı yetmemekte ve can kaybı çok fazla artmaktadır. Kaliteli olanları 70.000 TL’den başlayan ventilatörlerin sayısını mümkün olduğunca arttırmak, şu an temel hedefimiz olmalı.
Bağışlar
Bu süreçte, bağış konusunda görüştüğüm çok sayıda kişi ve kurumun büyük bölümünden olumlu yanıt aldım. Yetkililerin talebi ve bilgisi olmaksızın, Manisa Celal Bayar Üniversitesi’ne birer ventilatör bağışı yapacak olan Kimflor Kimya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Veysi Demirel ağabeyime ve Manisa’daki bir vakfa çok teşekkür ederim.
Türkiye’de ventilatör ve maske üretimine destek veren Koç Grubu’nun Romanya’daki hastanelere bile beyaz eşya dağıttığını, Romanya Arctic Genel Müdürü Sevgili Murat Büyükerk’ten; İzmir ve Manisa’daki birçok hastaneye beyaz eşya, oksijen konsantratörü, maske ve eldiven bağışladıklarını, Vestel Müşteri Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Tarkan Tekcan’dan; Ege Üniversitesi dahil, İzmir’deki birçok hastaneye beyaz eşya ve tıbbi malzeme yardımı yapıldığını, Bosch Bölge Müdürü Sayın Çağatay Aykut’tan öğrendim.
Bu dönemde, çok gerek duyduğumuz dayanışma duygusu, bu tür kampanyalarla gelişecek, bencillikten uzaklaşmamızı sağlayacak. Tüm bağışçılara ve destek olan yetkililere çok teşekkür ederiz.