Sokrates en sevdiğim futbolcular arasında ilk sıralardadır. Kaptanlık ona çok yakışmıştır.

Ülkesinde diktatörlüğe karşı yürüttüğü mücadeleyle tanınan, tıp mezunu ve felsefe doktoralı Brezilyalı Sokrates, futbolu şöyle tarif eder;
"Çalışanların patronlardan daha güçlü olduğu tek meslek, futbol!
Çünkü işçilerin arkasında kitleler vardır.
Futbol milyon dolarların oyunu değil,
milyonların oyunudur."
Kitleleleri peşinden sürükleyen futbolda da, sahada herhangi bir otoriteye sahip tek futbolcu da
Kaptan’dır!
Kaptan,
futbol karşılaşmalarında takımın saha içerisindeki liderliğini yapmak için seçilmiş oyuncudur.
Çoğunlukla takımın en deneyimli oyuncularından seçilir.
“Takım Kaptanı” olmak onurlu görevdir, en kıymetli unvandır.

xxxx

Yıllar önce,
bir önceki sezonun Altınordu Kaptanı Ahmet İlhân Özek
(Şimdi Çorumspor'dadır)
için yazdığım
“Kaptan” başlıklı yazımın girişidir bu satırlar...
“Futbol Türküsü’’nün en nadide iki hecelisidir “Kaptan”...
Geliyorum konuya, konumuza...
“100.Yılında Küme Düşen Armada” Altınordu bu yıl alt yapının, akademisinin tesislerinde (Torbalı Metin Oktay Tesisleri)  oynuyor lig maçlarını.
Takım, üç maçta da sıfır puan çekti.
(Ne acıdır; 1973-74 sezonunda lige 3’te sıfırla başlayan Altınordu 50 yıl sonra aynı başlangıcı yineledi...)
Kırmızı-Lacivert’e gönül vermişlerin büyük çoğunluğu, maçların Torbalı’da oynanmasını protesto amacıyla maça gitmiyor...
Az sayıda taraftar ise özveri göstererek takıma destek olmaya çalışıyor...
Ulaşımda eziyet çekerek, hem de tesislere girerken -nedense- jandarmaca çoraplarına kadar tepeden tırnağa aranarak...

xxxx

Son oynanan ve 2-1 kaybedilen Ankara Demirspor karşılaşması...
Takım 1-0 yeniktir... Hakem su molası vermiştir...
Taraftarlar kenara gelen futbolculardan daha baskılı oynamasını isterler.
Böyle giderse de maça gelmeyeceklerini bağırırlar.
O da ne?
Daha önce de Altınordu’nu formasını kuşanmış,
sezon başında takıma yeniden transferi olumlu karşılanmış deneyimli takım kaptanı Arif Morkaya, onlara “Gelmeyin maça” demiştir.
(Karşılaşmayı eski yöneticiler Alpay Çelik ve Mehmet Döğer ile izleyen Ali Semih Aygün , hadisenin bir numaralı tanıklarıdır. Çünkü onlara demiştir kaptan)
Ortalık buz kesmiştir. Bir takım kaptanı taraftara “maça gelmeyin” nasıl der?
Olan olmuştur.
Neyse ki Arif yaptığı hatanın farkına varıp kendine yakışanı yapmış, "elini göğsüne götürüp" o taraftarlardan özür dilemiştir.

xxxx

Altınordu çok zor günler yaşıyor.
O bundan böyle bir “Yorgun Armada”dır.
11 yıl önce kendi ifadesiyle “Altınordu Arması’nı emanet almış”…
“Düşmeye “ her şerde bir hayır vardır” penceresinden bakmış…
“Stratejik ortak bulamayınca “özkaynak oyuncularına ağırlık veren bir A takımla yola devamı” kararlaştırmış… 
Her fırsatta taraftarı küçümseyen ifadeler kullanmış takımın “yeddiemini”, kimsenin görüşüne aldırış etmemektedir.
Bu bir realitedir. 
Kahin olmaya gerek yok!
Bilinçli bir çöküş sözkonusudur. 
Böyle sonuçlarla giderse geldiği yere dönecektir "Cumhuriyetin İlk Kulübü!"
“Türkiye’nin Altınordu’su” pankartı da asılacak yer bulamayacaktır!
Peki o zaman... Sn.Yeddiemin S. Mehmet Özkan,
resmi sitede yazdığı “Yeni Bir Başlangıç” başlıklı yazısında herkese YouTube’tan indirmesini ve dinlemesini önerdiği Şebnem Ferah’ın “Sil Baştan “ şarkısını önermişti.
Madem şarkılarla veriliyor mesaj,
biz de Sayın Yeddiemin’e
rahmetli Harun Kolçak’ın şarkısını önerelim;
“Dar geliyor akşamlar dar,
Ne tadım ne tuzum var,
Gitti gider yar elimden,
Ağlar içim kan ağlar,
Bu kadar mı hakkım var?
Feda olsun bu da kar,
Hatıralar darıltmasın,
İçimde sen deli rüzgar,
Seni benden geri al,
Çaresiz dertlere sal,
Emanete ihanet sen de ettin nihayet,
Hayal oldun hayal…”