“Benim yaşlarımda olan, yazma eylemini, üretimini sürdüren yazar var mı hâlâ bilmiyorum. Oyunlarım okunuyor mu, oynanıyor mu, farkındalar mı, sanmıyorum!” Usu, beyni, belleği işlevsel bir yazın emekçisi; tiyatro yazarı, deneme ustası Hidayet Sayın’dan bu sözler… 95 yaşından 96’ncı yaşına doğru umutla, aydınlanma bilinciyle, insan sevgisiyle yazın yaşamını sürdüren bir insanın sitemini de içeren sözler. Haklı da…

 “Ömrüm olduğu, elim kalem tuttuğu sürece yazacağım” diyor Hidayet Sayın ve ekliyor: “Yazmazsam yaşayamam, soluk alamam. Bu can bedende durdukça tiyatro oyunu yazmaya devam edeceğim.”

Bu sözler alkışlanmaz mı hiç?

***

Sıklıkla olmasa da Hidayet Sayın’la Karataş’ta İzmir Körfezi’ne bakan evinde görüşmek, söyleşmek, anıları paylaşmak, yeni oyunlarını konuşmak bir ayrıcalıktır benim için. Salt benim için değil elbette, dostlarım için de öyle.

27 Kasım 2024 Çarşamba günü karikatürist Halit Şekerci, şair, romancı, öykü yazarı Hidayet Karakuş, şair- yazar Bilsen Başaran, romancı, televizyoncu Osman Akbaşak dostlarımızla Hidayet Sayın ustaya konuk olduk. Gündemimiz şiir, tiyatro, kitap, anılar, yaşanmış öykücüklerle dolu doluydu. Hidayet Sayın, yaz boyu Kuşadası’ndaki yazlık evinde de boş durmamış, 4 oyun daha eklemiş bu yıl.

 “Toplu Oyunlar-31” adlı kitabında (*) Pir Sultan Abdal, Yeni Yaşamlara Doğru, Masallar ve Gerçekler ve Umut Esintileri adlı 4 yeni oyunu var. Konuları, dili, anlatımı, içerikleri, güncelle buluşturması kendimi bu oyunların içinde duyumsadım. Sahneye konduğu zaman daha bir ilgiyle, beğeniyle izleneceğine de inanıyorum.

***

Kitapta yer alan her oyununu ilgiyle okuyorum. “Masallar ve Gerçekler” daha da meraklandırıyor beni. Zeus, Hera, Hestiya, Apollon, Diyonizos, Pandora, Prometheus, Adem, Havva, Driyatlar…

Oyun, dünyanın kuruluşunda yaşananları masallarla anlatırken, zamanın tanrılarının kurduğu baskının benzerinin, bugün de yaşanmakta olduğunu anımsatıyor.

İnsanoğlu, baskılara karşı direncini göstermeğe kalkınca, baskının acımasızlığını da duyumsuyoruz. Oyunun sonunda Havva ve Adem konuşmaları da ilginç:

“Adem: Biz büyütüyoruz tanrıların gücünü anlaşılan.

Havva: Bizi masallarla mı avutuyorlar Adem?

Adem: O masalları söyleyen bizi, Havva! Biziz masallarla avunan Prometheus haklı bence… Aslında güç bizim elimizde… Masalları bırakıp işimize bakmalıyız… Söylendiği gibi, bileşirsek güçlü, ayrışırsak zayıf oluruz.”

***

Hidayet Sayın, Devlet Tiyatroları’nın, hatta şehir tiyatrolarının ilgisizliğinden de yakınıyor :“İnsan içtenliği, özgüveni, paylaşımcılık artık tiyatronun içindekilerde yok.  Çok kırgınım. Kırgınlığım hem Devlet Tiyatrosu'na hem İzmir Şehir Tiyatrosu'na.”  

Hidayet Sayın’a karşı bu vurdumduymazlığı, ilgisizliği, duyarsızlığı kınadığımızı paylaşıyoruz.

DÜŞÜNDÜREN ÇİZGİLER

Halit Şekerci gülmece yazınına çizgileriyle 1957’den beri farklı bir renk katıyor. Dolmuş, Akbaba, Papağan, Gelincik, Ustura, Zembil gibi gülmece dergilerinde karikatürleriyle yer alan Şekerci, uzun süredir  gündelik konulardaki çizgilerini, “Facebook-Halit Şekerci” hesabında paylaşıyor. Derin düşündüren çizgiler.

Hidayet Sayın’ın evindeyken, Osman Akabaşak’ın bir ara kulağıma fısıldadığı haber; Şekerci, memleketi Denizli’den başlayan kapsamlı anılar kitabının ilk bölümünü yakında okurlarıyla buluşturacakmış. Merakla bekleyeceğiz. Siz de izleyin sanal sayfasındaki özgün çizgilerini Şekerci’nin. Çok seveceksiniz.

(*) Toplu Oyunlar 31, Hidayet Sayın, Ekim 2024, Cinius Y., 226 sayfa