Öncelik, sözlükteki anlamıyla, bir şeyin öteki şeylerden daha önce yapılması gerekliliğidir. 
Hayatta gerçekten neyin önemli olduğunu anlamak ve ona göre hareket etmek bizi ileriyle taşır.
Doğru öncelikler daha başarılı sonuçlar anlamına gelir.
Önceliğin yanlış şeylere kaydırılması ise maalesef zaman kaybından ve pişmanlıktan başka bir işe yaramaz. 
Toplumsal ve hukuki düzenlemelerde de “öncelik” kritik bir konudur. Önceliklerin doğru belirlenmesi, toplumun refahını ve adaleti sağlamanın en önemli koşuludur. Doğru önceliklerin belirlenmesi, kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasını, en acil sorunların çözülmesini ve toplumun genel huzurunun korunmasını sağlar. Ama maalesef ülkemizde öncelikler de doğru belirlenmiyor. Bence yeni sokak hayvanları yasası yanlış önceliklere çok güzel bir örnek oluşturuyor.

*
Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) sosyal medya hesabından son derece önemli istatistikler paylaşmış. Buna göre Türkiye’de kayıt altına alınan yıllık köpek saldırısı sayısı 182. Buna karşılık:
Kadın cinayeti: 315 
Cinayet ortalaması: 876
Çocuk istismarı: 23.000
Cinsel istismar: 29.000
Ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası: 236.000
HAYTAP çok doğal olarak şu yorumu yapmış: “182 saldırı için 4 milyon köpeği öldürmek isteyenler, 23.000 çocuk istismarına kör ve sağır!”

*
Sahi istatistikler ortadayken önceliğimiz nasıl sokak köpekleri olabiliyor?
182 saldırı vakası için tüm sokak köpeklerini cezalandırmaya karar verenler, her yıl cinsel istismara maruz kalan on binlerce çocuk için neden harekete geçmiyor?
Ülkemizde istismarcılara ödül gibi cezalar veren, olayların üstünü örtmeye çalışanlar bize “çocuklar için güvenli sokaklar” masalı anlatmasın!
Sokakları çocuklar için gerçekten güvenli hale getirmek istiyor musunuz? 
O zaman önceliğiniz istismarcıların, tecavüzcülerin, katillerin, uyuşturucu satıcılarının, mafya bozuntularının sokaklardan temizlemesi olmalıdır.
Yoksa köpekleri toplayarak sokakları güvenli kılmak mümkün değildir.