Yıllardır izlediğim en başarılı gösterilerden biriydi, ‘Sentez’. Batı ile Doğu, müzik ile bale, seyirci ile sanatçı birleşti; ortaya müthiş bir ‘Sentez’ çıktı… Tanımaktan onur duyduğumuz iki çift, sevgili Fatma - Ceyhan Olten ile sevgili Şeyda-Akgün Çavuş sayesinde yıllardır sanata doyuyoruz. Dünyadaki tek aile filarmoni orkestrası olan Olten Filarmoni’nin konserlerini, eşimle birlikte, önemli bir programımız olmadıkça beğeniyle izliyoruz.

Birkaç hafta önce Bornova Kültür ve Sanat Merkezi’nde İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB) tarafından sahnelenen Notre Dame'ın Kamburu balesini zevkle izledik. İlk kez gördüğüm Sanat Merkezi çok görkemli, dekor ve tüm dansçılar son derece başarılıydı. Olten Filarmoni’nin ‘Sentez’ adlı bir program ile müzik ve baleyi bir araya getireceğini ilk duyduğumda ise heyecanlandım. Önceden İzmir Devlet Opera ve Balesi işbirliği ile sahneye koydukları Vivaldi’nin 4 Mevsim’i mükemmeldi, çünkü.

***

Sentez’ beklentimin de ötesinde, muhteşemdi. Belki de Kovid-19’un yarattığı kasvetli havayı dağıtmak için, tüm eserler son derece özenle seçilmişti. Yıllar önce Elhamra’nın küçük sahnesinde Kuğu Gölü’ndeki dans performansı ile devleşen Burcu Sürmeli Borovalı, bu kez koreografisiyle kocaman alkışları hak ediyordu. Uzun süre baş balerin olarak çalışan ve ülkemizi yurtdışında da başarıyla temsil eden Borovalı, umarım Türk eserleri üzerinde çalışmalarını sürdürür. Tüm dansçılar harikaydı; özellikle Burcu Olguner adaşının izinde emin adımlarla ilerliyor, Çisil Bozcaada da çok başarılı. Şef Tulio Gagliardo Varas’ı, bale koordinatörü Tolga İyiuyarlar’ı ve Başkemancı Yusuf Yalçın’ı da kutluyorum. Keşke bu gösteri yaz aylarında daha çok izleyiciye ulaşacak biçimde tekrarlansa; örneğin Efes Antik ve/veya Fuar Açık Hava Tiyatrosu’nda…

***

Son yıllarda üzerinde en çok kafa yorduğum kavramdı, sentez. Atatürk’le ilgili yaptığım konuşmalarda, başarısının temelinde, yarattığı müthiş sentezlerin yattığını vurgularım, hep. Sanatta da sentezi çok sevdim; öncelikle gençliğimden itibaren yaşam felsefemi şekillendiren ‘Martı’ kitabındaki alegorik öyküyü ve ilk Kültür Bakanımız rahmetli Prof. Dr. Talat Halman’ın kaleminden Mevlana felsefesini, çektiğim fotoğraflar ve uygun müzik eserleriyle sentezleyip, Youtube’da paylaştım; beğenilince İngilizcelerini de yaptım. En son da oğlum Yiğit ile su altında çektiğimiz yeşil kaplumbağa (Chelonia mydas) videolarını, rahatlatıcı bir müzikle sentezledik.

Atatürk Türk kültür ve sanatını dünyaya tanıtabilmek için müzik, tiyatro, opera, resim, heykel gibi güzel sanat alanlarında Batı ile köprüler kurulması gerektiğini söylemiş ve bunu özendirmiştir. “Esas mesele, Türk musikisinin Batı’da saygıyla dinlenecek bir şekle sokulmasıdır”, ona göre… Bunun için; milli, ince duyguları, düşünceleri anlatan deyişleri, söyleyişleri toplamak ve onları en son müzik kurallarına göre işlemek gerektiğini; Türk müziğinin ancak bu şekilde gelişip, evrensel müzik içinde yer bulabileceğini söyler. Olten Filarmoni’nin baleyle yarattığı ‘Sentez’in özellikle son bölümü, bunu kanıtladı. Seyirciden en çok beğeniyi Türk eserleri aldı; özellikle de finaldeki ‘Damat Halayı’.

Meydan meydan sürten ve boş boş konuşan politikacıları izlemekten bıkmışım; yaratılan güzel ‘Sentez’i izlemek, iyi geldi, doğrusu... Atatürk de bu ‘Sentez’i izleseydi, eminim tüm emeği geçenlere tek tek “Aferin çocuk” derdi.