Son yıllarda tıpta ‘Tek Sağlık’ anlayışı (konsepti) giderek önem kazanıyor. Yerel, ülkesel ve küresel düzeyde ve farklı disiplinlerde çalışan insanların bir arada çalışması gerektiğini ortaya koyan bu anlayış, dünyaya paralel olarak ülkemizde de giderek yayılıyor.
‘Tek Sağlık’ Anlayışı Nedir?
İnsanın sağlıklı olabilmesinin, yediği besinlere, ilişki içinde olduğu hayvanların ve çevrenin sağlıklı olmasına bağlı olduğunun giderek daha iyi anlaşılmasıyla ortaya çıkan ‘Tek Sağlık’ anlayışı, tıp doktoru, veteriner hekim, biyolog, eczacı, gıda mühendisi, epidemiyolog, ekolog, çevre mühendisi, hukukçu, bilgisayar uzmanı, iktisatçı, sosyolog, yerel yönetim yetkilileri, politikacı ve daha birçok farklı meslek gruplarının bir arada ve uyumlu çalışmalarını gerektiriyor.
‘Tek Sağlık’ anlayışının önemini ortaya çıkaran etmenler arasında, insanlarda görülen enfeksiyon hastalıklarının yaklaşık % 60’ının hayvan kaynaklı olması; Kırım Kongo kanamalı ateşi, Batı Nil ateşi, kuş gribi, SARS gibi yeni veya yeniden önem kazanan enfeksiyonlarda bu oranın %75’e yükselmesi; küresel ısınmanın da etkisiyle doğal yaşamın giderek bozulması; tarım, gıda ve hayvan sağlığındaki tehditler ve bunların gıda güvenliğine yansımaları; uluslararası ticaret ve ekonomi üzerine oluşan global etkiler, giderek artan antibiyotik direnci, ‘ikinci beyin’ olarak kabul edilen ve bağışıklık sistemini etkileyen bağırsak mikrobiyotası üzerine etkiler sayılabilir.
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti ve ‘Tek Sağlık’
‘Tek Sağlık’ anlayışını benimseyen kurumlarımızdan Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti, geçtiğimiz günlerde Ankara’da Ulusal 1. Tek Sağlık Sempozyumu’nu gerçekleştirdi. Cemiyet’in Parazitoloji Çalışma Grubu olarak düzenlediğimiz bir ulusal (Kistik Ekinokokkoz), bir uluslararası katılımlı (Diyareler) ve iki uluslararası sempozyumun (Paraziter Zoonozlar, Göç ve Seyahat Enfeksiyonları) tümünde, ‘Tek Sağlık’ anlayışı gereği, farklı alanlarda çalışan Türk ve yabancı konuşmacılar davet edilmiş; konular farklı bakış açılarıyla değerlendirilmiştir.
Kistik Ekinokokkoz (Kist Hidatik)
Köpeklerden insanlara bulaşan ve Türkiye’de yaygın olan (son verilere göre her 163 kişiden birinde) kistik ekinokokkoz (kist hidatik) enfeksiyonunu ele aldığımız ilk sempozyumda, hukukçu öğretim üyesi Emre Cumalıoğlu’nu dinleyince, bu enfeksiyonla mücadelenin temel koşulunun, geçerli kanunların değişmesi olduğunu anlamıştık. Kendisi ile birlikte çalışarak, hem hayvanseverleri, hem de başıboş hayvanlardan rahatsız olanları mutlu edecek ve enfeksiyonlardan korunma sağlayacak bir Hayvanları Koruma Kanunu değişiklik tasarısı hazırlayıp, ilgili bakanlıklara sunmuştuk. Tasarımızın ilk koşulu olan ilgili bakanlıklar arası koordinasyon sağlayacak bir kurulun, Türkiye Zoonotik Hastalıklar Milli Komitesi adıyla kurulmuş olması sevindiricidir. Umarım diğer önerilerimiz de değerlendirilir; hem insanların, hem de hayvanların sağlığı korunur.
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Yönetim Kurulu bu yıl gerçekleşecek kongrelerinde, üç ayrı çalışma grubunun işbirliğiyle ‘Uluslararası Tek Sağlık Sempozyumu’ düzenlemeye karar verdi. Kendilerini kutluyor, farklı alanlardaki tüm ilgililer ile sempozyumda buluşmayı umuyorum.
Daha sağlıklı bir gelecek ümidiyle…