Türkiye’nin tarihi açısından önemli bir haftaya girilirken, İstanbul Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu’na seçim kampanyasındaki durağı Erzurum’daki saldırı; vahimdir.
Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin otobüslerini miting alanına yığması.
İstanbul’daki AKP mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözü Erzurum’da bir gün önce yaptığı mitinge getirip, “Dadaş bu dadaş, o yürü demezse yürüyemezsin” ifadesini kullanması.
Ve Ekrem İmamoğlu ve taraftarlarının, İmamoğlu otobüsün üzerine çıkıp konuşmaya başladığı sırada, sloganlar atarak alana gelen azgın bir güruhça taş yağmuruna tutulması.
Çevik Kuvvet’iyle, Toma’sıyla, kalkanlarıyla polisin; İmamoğlu’na ve onu dinleyenlere kaldırım taşlarını bile sökerek saldırısını izlemekle yetinmesi.
(Kamu düzeninin korunmasıyla ilgili zafiyet de net ortaya çıkmıştır.)
Erzurum Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in saldırıdan sonra “Taşları CHP’liler attı” açıklamasını yapması. (Dr. Ceyhun İrgil dostumuzdan: Yani diyor ki Ekrem İmamoğlu taraftarları, sevenleri; Ekrem İmamoğlu’nu taşladılar diyor. İnsan aklı ile dalga geçmeyi geçtim, insan kendi izan vicdan ve mantığını bu denli ayaklar altına alır mı? Nasıl bu kadar kolay yalan söyleyebilirler? İnsaf.)
2015’teki Davutoğlu başkanlığındaki seçim hükümetinin İçişleri Bakanı ve halen AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok, “Evladım anasız babasız büyür de vatansız büyüyemez diyen Nene Hatun’ların şehridir Erzurum. Teşekkürler Erzurum.” tweetini attı. Sonra sildi. (Altınok İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü de yaptı.)
AKP’nin eski Erzurum İl Başkanı’nın da “Teşekkürler Erzurum” tweetini atması, tepkiler üzerine de paylaşımı silmesi.
Erzurum’da görevli bir polisin CHP’li vekil Murat Bakan’a mesajı; “Erzurum’da yaşananlardan bir polis olarak çok utandım. Ama bizler emir kuluyuz. Başımızdaki vasıfsız yöneticiler yüzünden biz de zan altında kalıyoruz. Parti olarak tepkinizi lütfen vasıfsız yöneticilerimize gösteriniz.”
İmamoğlu’nun mitinginde su şişesi atıldığını savunan ve “İhtiyaç olması halinde gözaltı işlemleri de yapılacaktır” diyen Erzurum Valisi.
Provokasyona “tiyatro” diyen, öncesinde 14 Mayıs seçimini “darbe” olarak nitelemiş bir İçişleri Bakanı…
xxxx
Bu ifadeler CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nundur;
“Erzurum… Benim bir yanım Kars Sarıkamış, bir yanım Erzurum Şenkayalı…
İlk, orta ve liseyi Erzurum’da okudum…
CHP’liyim ve Ekrem Başkan’la da yakın dostum…
Bugün olanlara çok üzüldüm. Sebebini anlatayım.
Ben Hazine’de çalıştığım yıllar boyunca Erzurum için çok çaba gösterdim. Erzurum kalkınmada öncelikli yöre olsun, yatırım çeksin, istihdam artsın diye çok çaba gösterdim.
En son 2007 yılında AB Heyeti ile içinde Erzurum’un da olduğu doğu turuna çıktık…
Konu IPARD hibeleriydi. AB, tarıma 3 milyar Avro hibe verecekti…
AB Heyetinin Belçikalı Başkanı’na Erzurum’un tamamını gezdirdim. Güzelyurt Lokantasına götürdüm. Saatlerce Erzurum’u anlattım…
Adam Türkiye’yi çok iyi biliyor…
Bana memleketin için bir şey yapmak istiyorsan ‘Notorious’ olmaktan kurtar dedi. Notorious kötü şöhretli demek…
O zaman ne kadar üzüldüğümü hatırlıyorum.
Peki benim memleketimin saygınlığına neden gölge düşüyor.
İşte bu tip olaylar yüzünden…
Binlerce “dadaş” toplanmış İmamoğlu’nu karşılayacak…
İki yüz tane çapsız taş atıyor. Olan Erzurum’a, Erzurumluya oluyor…
Bizim itibarımız sarsılıyor. Bizimle ilgili ön yargı oluşuyor.
İnsanlar Erzurum’a gelmeye, yatırım yapmaya çekiniyor.
Var olanlar da Erzurum’dan ayrılıyor…
Erzurum çölleşiyor. Cumhuriyetin kalesi, doğunun Paris’i Erzurum gittikçe Kabil’e dönüşüyor…
Bu kötü gidişe Erzurumlu olarak dur dememiz gerekiyor…
Erzurum’u tekrar Cumhuriyetin yıkılmaz kalesi haline getirmemiz gerekiyor…
Bunun için hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor…
Erzurum’u üç beş kendini bilmeze terk etmeyeceğiz…
Son söz taş atanlar değil yaralananlar DADAŞ…”
Her şeyi özetlemiş aslında bu twitter paylaşımıyla Erdoğdu.
xxxx
Demokrasi tarihimize geçecek bir kanlı lekedir Erzurum’da taşlarla kafaların yarılması, İmamoğlu’nun konuşmasını yarıda kesmesi.
Dehşet anlarının yaşanması -resmen- demokrasiye saldırıdır!
Çoklu tek sesli medyanın saldırıyı görmezden gelmesi de ayrı bir acıdır.
Konu ciddidir! Kan bulaşmıştır seçim sürecine, dolayısıyla bir türlü gelişimini tamamlayamamış demokrasimize.
Bu ülkede Sivas katliamı yaşandı, diri diri insanımız yakıldı. En acı yakın tarih tecrübelerinden birini yaşamadık mı Madımak’la?
Çok ama çok tehlikeli, sonuçları asla telafisiz bir oyun sergilenmekte.
Kaostan gerginlikten beslenen çatışma ikliminin kimseye yararı olmaz.
Karanlık ellerin provokasyonu, bizi de insanlığımızdan utandırmıştır.
Provokatif dilden kaçınmalıdır.
14 Mayıs seçimi, savaş alanı değildir!..