Nisan ayı geldi, Avrupa'nın pekçok ülkesinin birçok kentinde tatlı bir telaş, hoş bir heyecan var..
Çünkü futbolda, Avrupa Kupaları'nda çeyrek, yarı final ve finaller yaklaşıyor..
Dedik ya, gerçek Avrupalılar bu heyecanı yaşarken, biz de böyle bir telaş yok çok şükür!
Çünkü lafa gelince Avrupa'nın 5. büyük liginin nisan ayında her hangi bir kupada tek bir takımı yok..
Ama kaos, kavga, dedikodu, spekülasyon gırla..
Galatasaray'ın 25 yıl önceki UEFA zaferinden sonra aldığı sonuçlar tarihe değil sadece arşivlere geçen takımlarımız iş transfere gelince hep en önde nedense..
Bu sezon da ülkenin kaynakları "Dört büyükler" için tüketildi ama sıfıra sıfır elde var yine sıfır.
İşin daha kötü tarafı Türk futbolu nasıl Avrupa ile rekabet edemiyorsa, kendi içinde de bir rekabet kalmadı.
Yıllardır bir iki takım alıp başını gidiyor, diğerleri ise filmlerde tek kelime konuşmayan figüranlar var ya aynı öyle..
Zaten devletin her türlü imkanı cömertçe sunduğu bu dört kulüp, transferde de kasalarında olmayan paraları hunharca saçarak, ülke insanı ve ekonomisi için kambur olmaya devam ediyor.
Örneğin Avrupa'da köy takımlarını geçemeyip mart ayını bile görmeyen Galatasaray transfere 61 milyon Euro'dan fazla harcamış.
Ondan sade bir tur yukarı çıkabilen, üstelik 12 yıldır kendi ligini bile kazanamamış Fenerbahçe'nin transfer harcamaları 68 milyon Euro'ya dayanmış..
Bu ikisine yaklaşamasa da yine ciddi transfer harması yapan Beşiktas 27.2 milyon, Trabzonspor ise 33 milyon Euro'yu tribünlerin ıslıkladıkları başarısız kadrolar için çarçur etti bu sezon..
Bu sözde "dört" büyük 190 milyon Euro'yu havaya saçarken, kalan 15 kulübün transfere harcadığı total rakam ise sade 27.9 milyon Euro..
Peki o zaman soru şu, "Böyle bir tablodan rekabetçi bir lig çıkar mı?"
Diğer yandan sporun birleştirici gücüne rağmen bu "Dört büyükler" diye anılan grubun başındakiler, kendi başarısızlıklarını örtmek için her fırsatta insanları "ayrıştırıcı" bir dil kullanmaktan da geri durmuyorlar..
Dedik ya; Bizim "Dört Büyükler" ülkeye "yük" olmaya devam ediyor ancak hiçbir otorite bunlara; "Siz ne yapıyorsunuz?" diye hesap sormuyor..
Amaaan benim de kafama taktığım şeye bak; Avrupa neyimize, biz bakalım ligimize!
Değil mi ama?
