Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, spor yazarken en kolay etkileşim almanın yolu, "hakem" yazmak.

slında bu konuda kalem oynatmak pek de mantıksız sayılmaz..

Çünkü hakemlerimiz o kadar kötü ki, yazı için neredeyse sonsuz malzeme veriyorlar..

Artık neredeyse 3. Lig'de bile her kulüpte "hakem camiası bize düşman" refleksi gelişmiş durumda.

Buna karşılık futbolumuza en az hakem tartışmalar kadar büyük yara açan, farklı bir konuyu işaret etmek istiyorum..

Özellikle son haftalarda çok sayıda kulüpten yapılan açıklamaların başındaki orta iki kelime dikkatinizi çekiyor mu?

"Karşılıklı anlaşarak"

Geçmişte de kulüpler ile teknik adamlar arasında ayrılıklar olurdu.

Basında bazen "görevine son verildi" bazen "gönderildi"  nadir de olsa "kovuldu"  ya da "istifa etti" gibi ifadeler yer alırdı. 

Ancak sayılar öylesine arttı ki, artık bütün açıklamalarda, "Karşılıklı anlaşarak yollarımızı ayırdık" şeklinde bir dil oluşmuş durumda..

Daha sezonun ikinci devresi yeni başladığı halde;

Süper Lig'de 19 takımda 41, 1. Lig'de 20 takımda tamı tamına 52 teknik adam görev yaptı..

İkinci Lig'de de durum farklı değil; 18'er takımın yer aldığı gruplardan Kırmızı'da 37, Beyaz'da ise tam 43 antrenör çalıştı yarım sezonda..

Elbette bu ifadeyi biraz da zorlanarak kullanıyorum, "teknik adamların adeta deneme tahtası"na döndüğü 16'sar takımlı 3. Lig'de de durum vahim; 

Daha 18 hafta geride kalmışken.1. Grup'ta 39, 2.Grup'ta 26, 3. Grup'ta 34 ve 4. Grup'ta ise 42 teknik patron kulübede kendine yer buldu..

Elbette bu rakamlar 3 Şubat'a ait.. Çünķü bu öyle bir sektör ki, sanki Londra Metal Borsası.

Rakamlar sürekli değişiyor ama tek farkı hiç azalmıyor.

Dedim ya geçmişte de teknik adam kıyımları yaşanırdı ancak şimdi hem rakamlar acayip yükseldi hem de nedenler değiştı. 

Konu sebepler olunca yelpaze geniş ve bana göre başlı başına bir yazı konusu diyerek şimdilik bir virgül koyalım.

Diğer yandan bu trafikte elbette sürekli takım değiştiren, eskilerin tabiri ile "çantalı" antrenörler olduğu gibi, sektöre sürekli yeni isimler de dahil oluyor.

Günün sonunda futbol kültürünün bırakın gelişmeyi, sürekli kan kaybettiği ülkemizde bu durumdan en büyük zararı da kendi mesleklerinin kıymetini bilmeyen antrenör camiası görüyor.